27 Haziran 2015 Cumartesi

STRETCHİNG’İN ANATOMİSİ VE PSİKOLOJİSİ

Stretching’e başlamadan önce , vücudumuzun nasıl yapılandırıldığı ve vücut mekanizmasının nasıl işlediği hakkında bir kaç şey bilmeye ihtiyacımız vardır.
Sporcular için insan anatomisinin temel bilgileri çok önemlidir.Kaslar, eklemler, kemikler, kıkırdaklar ve bağlar hakkında bir şeyler bilmemiz gerekmektedir. İnsan vücudu büyüleyici bir hareket sistemine sahiptir.Vücudumuzdaki bütün hareketler eklemlerimiz etrafında döndürülerek oluşurlar.Eklemlerin hareket kabiliyeti ya limitlerini arttırarak yada vücudun hareket edebilme yeteneğini geliştirerek etkinleştirilebilir. Hareket kabiliyetinin arttırılmasının anlamı aynı zamanda eklemlerimizin sakatlanma şansını azaltmaktadır.
Eklem esnekliğini arttırmanın yada hareket kabiliyetinin ilerletilmesinin en etkili yolu düzenli olarak stretching yapmaktır. Bir eklem , kaslar , tendonlar , kemikler , kıkırdaklar ve bağlardan meydana gelmiştir.Kaslar hakkında müthiş olan şey , onların elastik olması yada lastik gibi olmalarıdır.Kasların esneme kabiliyeti vardır.Ayrıca kaslar , kasılabilir yada kısalabilirler.Bütün bu uzama ve kısalma özelliklerinden dolayı kaslar , eklem içinde geniş hareket kabiliyetine izin verirler.
Tendonlar kasları kemiklere bağlarlar.Bir kas uzantısıdırlar. Kemikler ve kıkırdaklar yapısal destek sağlarlar.Kıkırdaklar ayrıca eklem yüzeylerinde sürtünmeleri önleyici ve daha kolay harekete olanak sağlarlar. Bağlar , kemikler için öncelikli sabitleme dokularıdır.Bağlar kemik kemiğe bağlantıyı sağlarlar.

KAS DAYANIKLIĞI VE ENERJİ OLUŞUMU


Kas dayanıklığı, belli bir hareketi tekrar edebilme ve devam edebilme ve devam ettirebilme yeteneğidir. Böyle bir yetenek, kasın karbonhidrat ve lipit depolarının uygun düzeyde olması ve bunların kas hücreleri tarafından kullanılabilmesi ile oluşur. Böyle bir dayanıklılık, kısa süreli eforlarda an aerobik kapasiteye, birkaç dakikadan, bir saat veya daha uzun süreli eforlarda aerobik mekanizmalara veya her iki mekanizmanın kombinasyonuna bağlıdır. Kas dayanıklığını arttıran antremanların fizyolojik temeli, fit-
Ness ve kardiovasküler çalışmalar bölümünde de göreceğiniz gibi, hafif ağırlıklar, kısa süreli dinlenme ile çok hareket ve çok tekrarlı egzersiz programlarıdır. Organizmanın canlılığını devam ettirebilmesi, enerji oluşumu ve kullanılması ile mümkündür. Bu enerji gereksinimi, istirahat halinde bütün organizma için 1-3 Kcl/dk’dır. Bu miktarın ancak 0,26 Kcl/dk’sını, yani %20 kadarını  kaslar kullanır. Kaslar vücut kitlesinin %40-45’ini oluşturduğuna göre,istirahat halinde kasların kullandığı enerjinin çok küçük olduğu görülür.Kasların 1 dakikada enerji gereksinmesi maksimal şiddette bir egzersizde 0,26 dan 32 Kcal/dk’ya kadar yükselebilmekte,yani 120 misli kadar bir artma meydana gelebilmektedir.Hatta daha yoğun çalışmalarda bazı kaslarımızın enerji kullanımı 2000 misline kadar çıkabilir.Enerji kaslarıniş yapma kapasitesi olarak açıklanabilir.Kullanılan enerji ünitesi kaloridir.Bir kalori,1 gr suyun  ısısını 1 derece yükseltmek için gerekli enerji miktarıdır.Bunun 1000 misli kilo kaloridir ve çok defa besinlerin enerji içerikleri için kullanılır.

PSİKOMOTOR GELİŞİMİ İLE İLİŞKİLİ ÖZELLİKLER -FİZİKSEL UYGUNLUK

FİZİKSEL UYGUNLUK
Fiziksel Uygunluk kalbin, damarların, akciğerin ve kasların en yüksek verimlilikteki çalışma kapasitesidir.
Fiziksel uygunluk psikolojik zindelik, kalp-dolaşım sistemi dayanıklılığı, fiziksel kapasitelerin gelişmesi ve sportif etkinlikleri iyi yapabilme gibi özellikleri de içerir.
Fiziksel uygunluğu, günlük işleri zorluk hissetmeden yapabilme olarak da basitçe tanımlamak mümkündür.
KALP –DOLAŞIM SİSTEMİNİN DAYANIKLILIĞI
Kalp-dolaşım sisteminin dayanıklılığı, kassal dayanıklılığın bir öğesidir ve kalbin, akciğerin dolaşım sisteminin uzun süre devam eden orta ve yüksek şiddetteki etkinlikleri verimli bir şekilde yapabilme yeteneği olarak tanımlanabilir.
Maksimal oksijen kullanımı, kalp-dolaşım sistemi dayanıklılığındaki değişimi ölçmek için dünyaca kabul edilen bir parametredir.
Çeşitli görüşler
Haywood çocukların VO2 max değerlerinin yetişkinlerinki ile vücut ağırlığı göz önüne alınarak karşılaştırıldığında aralarında çok fazla bir fark olmadığını belirtmiştir.
Kalyon da yaş ilerledikçe kalp kaslarının daha kuvvetlendiğini ve daha etkili çalışmaya başladığını belirtmiştir.
Kalyon’a göre çocuklar yetişkinlere göre yüksek VO2 max değerlerine sahip olmalarına rağmen, hemoglobin miktarları azdır ve bu nedenle VO2 max glikoz kullanımına dayalı çalışmalarla, yetişkinlerle aynı performansı göstermezler.
Necati Akgün
Çocuklarda düzenli olarak yapılan antrenmanlarla VO2 max değerlerinin arttırılabileceğini; fakat, bu artışın kişiden kişiye farklılaşacağını; VO2 max değerindeki artışın antrenmandan mı, birtakım genetik faktörlerden mi kaynaklandığının saptanmasının zor olduğunu belirtmektedir.
Antrenmanların en büyük etkisinin ergenlik ve gençlik dönemlerinde görüldüğünü de vurgulamaktadır.
Bazen kalp-dolaşım sistemi dayanıklılığını ölçmek için kalp atım sayısı değerleri de kullanılmaktadır. Maksimal kalp atım sayısı yaşla birlikte azalır.
Bizim Önerimiz
Kişinin, kalp-dolaşım sistemi dayanıklılığı, yaşam tarzına ve genetik yapıya bağlı olarak yaşamın ilk yıllarında gelişmeye başlar.
Aktif olmayan çocukların veya yetişkinlerin aktif olanlarla aynı derecede kalp-dolaşım dayanıklılığını geliştirmeleri mümkün değildir.