27 Haziran 2015 Cumartesi

PSİKOMOTOR GELİŞİMİ İLE İLİŞKİLİ ÖZELLİKLER -FİZİKSEL UYGUNLUK

FİZİKSEL UYGUNLUK
Fiziksel Uygunluk kalbin, damarların, akciğerin ve kasların en yüksek verimlilikteki çalışma kapasitesidir.
Fiziksel uygunluk psikolojik zindelik, kalp-dolaşım sistemi dayanıklılığı, fiziksel kapasitelerin gelişmesi ve sportif etkinlikleri iyi yapabilme gibi özellikleri de içerir.
Fiziksel uygunluğu, günlük işleri zorluk hissetmeden yapabilme olarak da basitçe tanımlamak mümkündür.
KALP –DOLAŞIM SİSTEMİNİN DAYANIKLILIĞI
Kalp-dolaşım sisteminin dayanıklılığı, kassal dayanıklılığın bir öğesidir ve kalbin, akciğerin dolaşım sisteminin uzun süre devam eden orta ve yüksek şiddetteki etkinlikleri verimli bir şekilde yapabilme yeteneği olarak tanımlanabilir.
Maksimal oksijen kullanımı, kalp-dolaşım sistemi dayanıklılığındaki değişimi ölçmek için dünyaca kabul edilen bir parametredir.
Çeşitli görüşler
Haywood çocukların VO2 max değerlerinin yetişkinlerinki ile vücut ağırlığı göz önüne alınarak karşılaştırıldığında aralarında çok fazla bir fark olmadığını belirtmiştir.
Kalyon da yaş ilerledikçe kalp kaslarının daha kuvvetlendiğini ve daha etkili çalışmaya başladığını belirtmiştir.
Kalyon’a göre çocuklar yetişkinlere göre yüksek VO2 max değerlerine sahip olmalarına rağmen, hemoglobin miktarları azdır ve bu nedenle VO2 max glikoz kullanımına dayalı çalışmalarla, yetişkinlerle aynı performansı göstermezler.
Necati Akgün
Çocuklarda düzenli olarak yapılan antrenmanlarla VO2 max değerlerinin arttırılabileceğini; fakat, bu artışın kişiden kişiye farklılaşacağını; VO2 max değerindeki artışın antrenmandan mı, birtakım genetik faktörlerden mi kaynaklandığının saptanmasının zor olduğunu belirtmektedir.
Antrenmanların en büyük etkisinin ergenlik ve gençlik dönemlerinde görüldüğünü de vurgulamaktadır.
Bazen kalp-dolaşım sistemi dayanıklılığını ölçmek için kalp atım sayısı değerleri de kullanılmaktadır. Maksimal kalp atım sayısı yaşla birlikte azalır.
Bizim Önerimiz
Kişinin, kalp-dolaşım sistemi dayanıklılığı, yaşam tarzına ve genetik yapıya bağlı olarak yaşamın ilk yıllarında gelişmeye başlar.
Aktif olmayan çocukların veya yetişkinlerin aktif olanlarla aynı derecede kalp-dolaşım dayanıklılığını geliştirmeleri mümkün değildir.

KAS KUVVETİ
Fiziksel olarak kuvvet; kütlenin ve hızın ürünü olarak tanımlanır.
Biyolojik açıdan ise kuvvet, kas hareketleri ile dirençlere karşı koyma ve onları aşabilme yeteneğidir.
Kuvvet kaça ayrılır
Kuvvet izotonik (dinamik) ve izotermik (statik) olmak üzere iki gruba ayrılabilir.
Hareket sırasında uygulanan kuvvet izotonik kuvvet olarak adlandırılırken, sabit cisimlere uygulanan kuvvete izotermik kuvvet denir.
Çocuklarda kuvvet
12-13 yaşından sonra kız çocukların kuvvet değerleri erkeklere göre farklılık gösterir.
Ergenlik çağına kadar kuvvet yaşla birlikte cinsiyete bağlı olmaksızın artarken, ergenlik döneminden sonra cinsiyete göre farklılıklar göstermektedir .
Kas kuvvetinin artışı nasıldır.
Kas kuvvetinin artışı kilo ve boy artışı ile de yakından ilgilidir.
Stolz ve Stolz kuvvetteki en büyük artışın yaklaşık olarak boyda en yüksek hıza ulaşıldıktan 14 ay, kiloda ise 9 ay sonra olduğunu belirtmiştir.
Carron ve Bailey ise kol ve bacak kuvvetindeki en büyük artışın erkeklerde boy ve kiloda en yüksek hıza ulaşıldıktan bir yıl sonra gerçekleştiğini ortaya koymuşlardır.
Rarick ve Dobbins göre kuvvet
Yetişkin bayanların kendi erkek yaşıtlarının %80’i kadar kuvvete sahip olduklarını belirtmiştir. Düzenli bir antrenmanla kuvvet gelişimi arttırılabilir.
Yapılan fiziksel etkinlik miktarının kuvvet gelişimi miktarı üzerinde önemli bir etkisi vardır.
Yapılan etkinlikler kassal hipertrofiye sebep olurken kasın işlev kapasitesi ve enerji üretimini de          arttırmaktadır.
Brooks ve Fahey göre kuvvet
Kasın performans gelişim derecelerinin sinir sisteminin olgunlaşmasına bağlı olduğunu söylemektedirler.
Çocuklar nöral olgunluğa ulaşmamışsa yüksek dereceli kuvvete ,güce ve beceriye sahip olması mümkün değildir .
Sinirlerin miyelinizasyonu cinsel olgunlaşmaya kadar tamamlanmadığından kas fonksiyonunun sinirsel kontrolü sınırlı olacaktır.                                                                                                                                                                                 ( Brooks ve Fahey 1984)
Bizim Önerimiz
Okul öncesi dönemde kuvvet dereceli olarak artar,cinsiyete göre farklılık göstermesi söz konusu değildir.
Kuvvet gelişimi zirveye bayanlarda 20-28 , erkeklerde 22-30 yaşlarında ulaşır .
Kuvvet  7-17 yaşları arasında bariz bir artış gözlenmektedir.
HUD Kuvvet çalışmaları çok dikkatli yapılmalıdır.
KAS DAYANIKLILIĞI
Dayanıklılık, verili bir egzersiz şiddetinde kassal yorgunluk olmaksızın etkinliğe devam edebilme anlamına gelmektedir.
Kassal dayanıklılık, yaşla birlikte belli bir noktaya kadar artarken bundan sonra azalmaya başlar.
Morehouse ve Miller’e Göre Kassal dayanıklılık
Ergenlik dönemine erişilene kadar kişilerin fizyolojik sistemleri ağır egzersizleri kaldırabilecek kapasiteye sahip değildir. 12 yaşından küçük çocukların kalp atım sayıları fazladır ve kalp dolaşımı kapasiteleri azdır.    Dayanıklılıktaki bu sınırlılıklar kişi olgunlaştıkça genç yetişkinliğe geçmeye başlayana kadar, kademeli olarak azalır ve dayanıklılığın en üst değerlerine fiziksel olgunlaşma tamamlandıktan sonra erişilir.
Dayanıklılıkta en üst noktaya erişildikten sonra bu değer 3-5 yıl arasında korunabilir.
Dolaşım solunum sisteminde yaşla birlikte meydana gelen değişimler sonucunda azalmaya başlar.
Gallahue’ya göre  kas dayanıklılığındaki artış
Gallahue’da kas dayanıklılığındaki artışın sekiz yaşına kadar kız ve erkek çocuklarda aynı olduğunu, 11-12 yaşlarında erkeklerin dayanıklılıklarının hızla arttığını, 13 yaşından sonra artışın devam ettiğini fakat 15 yaşından sonra bu artış hızının yavaşladığını belirtmektedir.
Gençlik döneminde erkeklerde meydana gelen performans artışı kasların gelişimi ile açıklanabilir.
Kızlardaki yağ dokularının miktarının fazla olması performanslarının artmasına engel olur.
Erkeklerde yağ dokularının miktarının az olması performanslarının artmasına neden olur.
ÖNERİLER
Erken yaşlardaki dayanıklılık antrenmanlarının şiddet ve hacim olarak düşük aerobik antrenmanları içermesi gerektiği söylenebilir.
Aerobik dayanıklılık, gelişimin her evresinde geliştirilebilir.
Ergenlik döneminden sonra anaerobik antrenmanlara başlanmalıdır ve aerobik antrenmanlar gibi   antrenmanın hacmi düşük, şiddeti yüksek tutulmalıdır.
Gençlere antrenman sırasında yeterli dinlenmenin verilmesi kalitenin korunması için önemlidir.
Aerobik ve anaerobik antrenmanlara genç sporcularda kısa süreli olarak başlanmalı ve kademeli olarak orta ve uzun süreli antrenmanlara geçilmelidir
ESNEKLİK
Esneklik, bir eklem etrafındaki hareket serbestliğidir (Dauer, 1965).
Bir başka deyişle, esneklik vücudun değişik eklemlerinin tüm hareket ala­nında eklemler çevresinde hareket etme yeteneğidir.
Esneklikteki bireysel farklılıklar, kasın esnekliği ve eklemi çevreleyen bağları etkileyen fizik­sel özelliklere bağlıdır. Kuvvet gibi esneklik de, kişinin günlük işlerini verimli ve etkili yapabilmesinde önemli rol oynar (Tamer, 1991).
Esneklik kaça ayrılır
Statik esneklik, eklemler etrafındaki hareket serbestliği olarak veya gövdenin değişik yönlerde esnetilebilmesi olarak tanımlanabilir.
Dinamik esneklik ise, eklemler tarafından yapılan harekete karşı koyma yeteneğidir .
(Devries, 1966; Fox ve diğerleri, 1988).
Esnekliğin önemi
Esnekliğin en önemli özelliklerinden biri ekleme özel olmasıdır.
Örneğin, bir kişinin bir eklemlerde esnekliğe sahip olması diğer eklemlerde de aynı esneklik değerine veya toplam esneklik değerinin de yüksek olması anlamına gelmez.
(Haywood, 1986)
Esneklik, diğer fiziksel uygunluk parametrelerinin tersine yaşla birlikte azalma gösterir. Buxton, Kircher ve Gliness, Phillips'e göre 10-12 i yaşları arasında en düşük esneklik değerine ulaşılır.
Bu yaştan sonra genç  ve yetişkinliğe doğru esneklik artar gibi görünür; ,ancak, ilk çocukluk dönemindeki değerler elde edilemez.
Dinamik esneklik çocukluktan sonra yaşla birlikte azalma gösterir
(Devries, 1966).
Araştırmacılara göre çocuklarda  esneklik
Hupperich ve Sigerseth yaptıkları araştırmada kızlardaki dinamik  esnekliğin yaşla birlikte azaldığını bulmuşlardır.
Clarke yaptığı araştırma­ da esneklik değerlerinin erkeklerde 10 yaş civarında, kızlarda ise 12 yaş civarında azalmaya başladığını ortaya koymuştur.
Leighton erkeklerin ço­cukluk döneminde yüksek esneklik değerlerine ulaştıklarını, fakat bunu korumada tutarlı bir eğilim göstermediklerini belirtmiştir.
Di Nucci'de bütün yaşlarda kızların esneklik performanslarının erkeklerden daha iyi olduğunu göstermiştir
(Gallahue, 1982a).
Boone ve Azen (1979)'da yaşları 18 aydan 54 yaşına kadar değişen 109 erkek denek üzerinde yaptıkları araştırmada değişik eklemlerdeki esnekliğin yaşla birlikte düştüğünü ortaya koymuşlardır.
(Haywood, 1986)
Gallabue Esneklikle ilgili yapıttığı araştırmalardan aşağıdaki sonuçları çıkarmıştır.
Esneklik ekleme özeldir.
Çocukluk ve yetişkinlikte kızlar erkeklerden daha iyi esnekliğe sahiptir.
Kuvvet gelişimi esneklik gelişimini etkilemez.
Esneklik açısından aktivite düzeyi yaşa göre daha iyi belirleyicidir.
(Gallabue, 1976).
Sonuç Olarak Öneriler
Esneklik, düzenli yapılan antrenmanlarla geliştirilebilir.
Özellikle, germe egzersizleri esneklik gelişiminde önemli rol oynar.
Dans, jimnastik gibi eklemlerin hareket serbestliğinin gelişimine izin veren etkinlikler kullanılabilir.
Esneklik ekleme özel olduğundan belli bir spor alanında uzmanlaşan kişilerin esnekliklerinin belli eklem çevresinde olması doğaldır.
VÜCUT KOMPOSİZYONU
Vücuttaki yağ kütlesi ve yağsız vücut kütlesi, vücut kompozisyonunu oluşturur.
Bu iki kütlenin toplamı aynı zamanda vücut ağırlığı toplamına eşittir.
Vücut kompozisyonu önemli bir fiziksel uygunluk parametresidir
NEDEN ÖNEMLİ PARAMETRE
vücuttaki yağ dokuları oranının fazla olması kişinin çalışma kapasitesini düşürür ve fazla vücut ağırlığı, vücut hareket ederken yapılan harekete ekstra yük ekler.
Fazla yağ miktarı hareket serbestliğini de kısıtlar ve kalp hastalıklarına ve yüksek tansiyona neden olur.
Vücut kompozisyonu kişilerin kendi haklarındaki düşüncelerinde de önemli rol oynar.
Şişmanlık düşük benlik kavramı ve düşük beden imaj puanlarına sahip olma ile yakından ilişkilidir.
Yapılan araştırmalar
Doğumdan sonraki ilk 6 ayda ve ilk gençlik döneminde yağ dokularının hızla arttığını belirtmiştir.                           Haywood (1986)
Kızlarda bu artışın gençlik dönemi boyunca sürdüğünü fakat erkeklerde durduğunu ortaya koymuştur.
Graham ve arkadaşlarının (1987)
2-5 yaşları arasındaki çocuklar üzerinde yaptıkları araştırmada beden eği­timi programına katılan çocukların yağ oranlarının katılmayanlara göre daha az olduğunu bulmuştur.
Wolanski ve Parizkova (1977)
Öneriler
Özetle, sportif etkinliklerin ve beden eğitimi programlarının gerek vücut yağ yüzdesi gerekse şişmanlığın azaltılmasında önemli etkileri vardır.

Koordinasyon
Koordinasyon, karmaşık bir motor yetenektir.
Bu yetenek sadece yeni teknik ve taktiklerin kazandırılmasında ve mükemmelleştirilmesinde değil, alışılmamış durumlarda teknik ve taktik uygulamalarda da belirleyici bir role sahiptir.
Çeşitli görüşler
Koordinasyon, karmaşık hareketlerin üretilmesinde kasların mükemmel ve uyumlu işlevleri anlamına gelir (Dauer, 1965).
Mathews (1973) ise koordinasyonu değişik hareketleri bir kalıpta birleştirme yeteneği olarak tanımlamıştır.
Değişik etkinlikler ve vücut hareketleri değişik koordinasyon çeşitlerini içerir.
Çok karmaşık hareket kalıplan verimli performans için yüksek düzeyde koordinasyon gerektirir (Bucher, 1972).
Koordineli davranış kişinin özel hareketleri, hızlı ve akıcı bir şekilde yapmasını içerir. Hareketin koordineli olması demek hareketin ritmik, senkronize, uygun ve sıralı yapılmasıdır (Gallahue, 1982a).
Çocuklarda Koordinasyon  gelişimi nasıl olmaktadır?
Çocuklarda HUD bozuk bir koordinasyona sahiptirler? neden
Çocukluk boyunca erkeklerin koordinasyonu kızlardan daha iyidir? neden
ÖNERİLER
Spordaki başarıda, becerilerin öğrenilmesinde, geliştirilmesinde, mükemmelleştirilmesinde hatta günlük yaşamdaki işlerin yapılmasında önem taşıyan koordinasyonunun geliştirilmesi için gerek beden eğitimi programlarında gerekse spor branşına yönelik antrenman programlarında koordinasyon öğelerini içeren çalışmalara yer verilmelidir.
Denge
Denge, statik veya dinamik, hareket sırasında, vücudun istenen pozisyonunu sağlayabilme yeteneğidir.
Denge, oyun, spor, dans ve jimnastik etkinliklerinde önemli rol oynar.
Günlük yaşantımızda da kazalardan korunmak veya işlerimizi verimli olarak yapabilmek için dengeye ihtiyacımız vardır                         (Schurr, 1980).
Denge Çeşitleri
Statik denge ağırlık merkezinin sabit kaldığı hareketleri içerirken,
Dinamik denge hareketlerinde ağırlık merkezi yapılan harekete göre sürekli değişmeyi içerir.
Bütün hareketlerin temelinde, statik denge, dinamik denge veya her ikisi vardır.
Lokomotor, manipulatif, dengeleme hareketlerinin gelişmesinde ve mükemmelleştirilmesinde önemli rol oynarlar                         (Gallahue, 1982b).
Dengenin Korunması
Görsel, dokunma, kin estetik ve işitsel uyarımların dengenin korun­masında önemleri büyüktür.
Yapılan araştırmalar, genç çocuklardaki görmenin denge üzerindeki etkisini ortaya koymuştur.
ÖRNEĞİN -Cratty ve Martin altı yaşındaki çocukların gözleri kapalı iken tek ayak üzerinde dengelerini sağlayamadıklarını, fakat yedi yaşında gözleri kapalı dengelerini sağlayabildiklerini yani dengenin yaşla birlikte geliştiğini ortaya koymuşlardır.
Dokunma ve kin estetik yetenekler de dengenin korunmasında önemlidir.
Kin estetik ve dokunma duyumunun gelişmesi ile denge yetenekleri de gelişir ve yetişkinlerin denge yetenekleri çocuklardan daha iyidir                                       (Gallahue, 1982a).
Dengenin gelişiminde işitme organı olan kulağın gelişimi göz ardı edilemez.
Çünkü iç kulaktaki semi sirküler kanallarındaki sıvı dengenin sağlanmasında önemli rol oynar.
Sernisirkü1er kanaldaki alıcılar açısal ivmelenmedeki değişimlere cevap verirler.
Dengenin oluşturulmasında işitsel araçlar, görsel, dokunma ve devin duyum sistemlerle birlikte çalışır
(Singer 1980, Gallahue, 1982a).
Çocuklarda Denge
Statik Denge
Statik dengenin 2 ile 12 yaş arasında yaşla birlikte doğrusal olarak arttığını ortaya koymuşlardır.
Statik dengede cinsiyet farklılığının görülmediğini, 7-8 yaşına kadar kızların erkeklerden daha iyi olduklarını, fakat sekiz yaşlan civarında her iki cinsiyette de statik denge performansının sabitleştiğini belirtmiştir           (Gallahue, 1976, 1982a).
Garcia ve Garcia (1994a) da 2.5 ve 6.0 yaşlan arasındaki 64 çocuk üzerinde yaptıkları araştırmada yaşın dengenin en iyi belirleyicisi olduğunu ve statik dengenin yaşla birlikte arttığını belirtmişlerdir.
Dinamik Denge
Dinamik denge de statik denge gibi yaşla birlikte artar ve dokuz yaş civarında gelişimi yavaşlar.
Kızlar 8-9 yaşına kadar erkeklerden daha iyi performans gösterirler ve bu yaştan sonra aynı düzeye erişirler                    (Gallahue, 1982a).
denge yeteneği yaşla birlikte gelişmektedir
ÖNERİLER
Denge yeteneklerinin gelişiminde alıştırmanın önemli rolü vardır.
Yaş grubuna veya çocuğun bulunduğu motor gelişim evresine göre değişik etkinlikler kullanılmalıdır.
Örneğin, temel hareket döneminin "ilk" ev­resinde değişik denge duyumları sağlayacak çeşitli büyük ve küçük araç­la kullanıldığı etkinliklere yer verilmesi gerekirken, sporla ilişkili hareketler döneminin uzmanlaşma evresinde dans, jimnastik becerileri, kayak, buz pateni gibi etkinlikler kullanılarak denge yeteneğinin gelişme­si sağlanmalıdır
(Gallahue, 1982b).
Sürat ÖZELLİĞİ
İnsanın kendini en yüksek hızla bir yerden bir yere hareket ettirme yeteneği olarak tanımlanabilir (Muratlı ve Sevim, 1977). Sürat aynı hare­keti başarılı ve hızlı bir şekilde yapabilme veya kısa bir mesafeyi müm­kün olduğunca kısa bir sürede tamamlayabilme yeteneğidir (Sclıurr, 1980).












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder