28 Eylül 2013 Cumartesi

Futbolun Fizyolojisi

 
Futbol; geniş bir oyun alanında çok sayıda oyuncunun katılımı ile oyun kuralları gereği belirlenmiş bir alan içinde sonucun kalelere atılan ya da yenilen gollerle belirlendiği, dünyada en geniş çapta oynanan, oyuncuların teknik, taktik ve fiziksel yeteneklerini geliştirmeye ihtiyaç duydukları yüksek yoğunluktaki bir fiziksel aktivitedir.

Futbol, dünyanın en popüler sporu olarak bilinmektedir. Bu nedenle günümüzde yapılan spor dalları arasındaki futbol çok önemli bir yere sahiptir. Milyonlarca kişi sporcu olarak, çok daha fazla sayıdaki kişi de seyirci olarak futbol sporuna katılmaktadır. Oynayanlar ve seyredenler ile birlikte çalıştıran ve yardımcı elemanları ile futbol oyunu bir endüstri haline dönüşmüştür. Son zamanlarda futbol endüstrisi, çok yüksek standarttaki oyuncular için profesyonel bir meslek olarak futbolun cazibesini artırmıştır. Futbolcular yüksek standartlardaki rekabet için futbol oyununun gerekliliklerine uyum sağlamalıdır.

Birçok profesyonel futbolcu için her yılın 8-10 aylık dönemi müsabaka sezonudur. Eğer oyuncular hem ulusal hem de uluslararası turnuvalara katılan en üst ulusal kulüplerde mücadele ediyorlarsa, her yıl ortalama olarak 60 maç oynayabilirler. Genellikle oyunculara resmi maçların olmadığı 2-4 ay verilmektedir.

Futbolcuların başarıları ve verimlilikleri birçok faktöre bağlıdır. Profesyonel bir futbolcunun ideal olarak maç esnasındaki yüksek seviyedeki bir yoğunluğu devam ettirebilmesi gerekmektedir. Futbol, birbirinden farklı olarak art arda düzensiz aralıklarla yapılan hareketlerin sporcuların aerobik, anaerobik, kuvvet, güç, koordinasyon, sürat gibi birçok özelliğini etkilemektedir. Bu yüzden teknik ve taktik antrenmanların yanında aerobik güç, anaerobik güç, dayanıklılık, sürat, vücut yağ oranı, esneklik, kondisyon ve beceri gibi kapasiteler futbolcuların başarılarını etkileyen özellikler olarak bilinmektedir. Bu kapasiteler aynı zamanda maç oyunları kullanılarak antrene edilirse, fiziksel yük ve antrenman zamanının fazlasıyla etkili bir kullanımı olabilecektir.


Futbolcuların değişik yüksek hızlardaki hareketleri yapma kapasitesi futbol maçı performansında önemli olduğu bilinmektedir. Yüksek hızdaki hareketler sadece toplam koşulan mesafenin %11’e katkıda bulunmasına rağmen, yüksek hızdaki hareketlerin gol atmak ve topa sahip olmak için direk olarak katkıda bulunduğu ve maçın önemli hareketlerini oluşturduğu bilinmektedir. Futbol müsabakaları esnasındaki yüksek hızdaki hareketler; çeviklik, hızlanma ve maksimum hızı gerektiren hareketler olarak gruplandırılabilir. Hızlanma, bir oyuncunun kısa bir zaman miktarında maksimum hıza erişmesine izin veren hızdaki değişme oranıdır. Maksimum hız, bir oyuncunun sprint yaptığı maksimal hızdır. Çeviklik ise genel bir tanıma sahip değildir ama sıklıkla aniden durma, başlama ve yön değiştirme için yetenek olarak kabul edilmektedir.
Günümüz futbol maçları daha hızlı ve daha yüksek yoğunlukta oynanmaktadır. Bir sezon boyunca ki formu devam ettirebilmek her takım için ana hedeftir. Ancak futbol oyunu birçok faktöre bağlıdır. Bu nedenle fizyolojik, teknik ve taktik özelliklerin hepsi futbol performansında çok önemli bir yere sahiptir. Ayrıca hızlanma, koşu hızı, sıçrama yüksekliği ve enerji salınım kapasitesi gibi faktörler de futbolda büyük önem taşımaktadır. Çünkü futbolda kısa sprintler, ani hızlanmalar ya da yavaşlamalar, dönmeler, sıçramalar, tekme vuruşları, kafa vuruşları gibi hareketler bulunmaktadır.

Futboldaki birçok hareket patlayıcı ve şiddetlidir (sıçrama, tekme atma, dönme gibi). Bunun gibi hareketler esnasındaki güç verimi, hareketlerin yapılmasında gerekli olan kassal kuvvet ile ilişkilidir. Bu yüzden oyuncunun yüksek bir kassal kuvvete sahip olması oyuncu için faydalı olacaktır. Antrenman yapmayan bireylere göre futbolcuların daha yüksek bir kassal kuvvete sahip oldukları bildirilmiştir. Ayrıca futbolcunun kassal kuvvetinin, takım içindeki pozisyonuyla da ilişkilidir.

Futboldaki teknik ve taktik hareketler oyuncuların fiziksel kapasitesine bağlıdır. Genel olarak futbolcuların maksimal oksijen alımı değerleri iyi olarak görülmektedir ama aerobik güç iyi olarak göze çarpmamaktadır. İyi bir aerobik güç bir futbolcu için zorunludur. Fiziksel özellikler kadar fizyolojik özellikler de futbol performansında önemlidir. Profesyonel futbol, oyuncu performansının gelişmesi kadar oyuncular arasındaki ayrımın da üzerinde durmaktadır. Forvet, kaleci, defans ve orta saha gibi değişik oyun pozisyonlarındaki futbolcular arasında antropometrik ve VO2max ölçülerinin farklı olabileceği kabul edilmektedir.

Profesyonel maçlardaki oyun süresinin %80-90 oranında orta ve düşük yoğunluktaki koşu ve yürümeyle harcanmasına rağmen, bir maç esnasındaki toplam oynama zamanının yaklaşık olarak %10-20’si yüksek yoğunlukta yapılan koşuyu oluşturmaktadır. Bir maçın %90’ından fazlası aerobik metabolizmalar tarafından yapılmakta ve ortalama yoğunluk anaerobik laktat eşiği çevresindedir (maksimal kalp hızının %80-90’ı). Yinede, tam olarak harcanan gerçek zaman, oyuncuların hem egzersiz yukarısında hem de aşağısındaki bu eşik gibi yoğunluk yaklaşık 20 dakikadır. Egzersiz yoğunluğunu etkileyen en önemli faktörlerden birisi oyuncunun maksimal oksijen alımıdır.

Rekabete dayalı futbol esnasındaki yaygın metabolik yol aerobik enerji yoludur. Oyuncular, oyunun en yüksek seviyelerindeki fizyolojik yüke dayanmak için aerobik kapasitelerini geliştirmelidirler. Bunu başarmak için, oyuncunun orta yoğunlukta bile aerobik enerji sistemi üzerine yüksek bir gereksinimi bulunmaktadır. Aslında bir maç esnasındaki hareketlerin çoğu topsuz yapılan ve temel olarak aerobik egzersizlerden oluşmasına rağmen, oyun içinde direk olarak yapılan aktivitelerin büyük bir kısmı anaerobiktir. Gerçekten de anaerobik etkinlik, oyunun en can alıcı hareketlerini oluşturmaktadır. Maç esnasındaki anaerobik gereksinim de göz önüne alındığında, çok iyi bir şekilde geliştirilmiş aerobik sistemin zorunluluğu yüksek yoğunluktaki anaerobik hareketlerin tekrarlandığı dönemler arasında hızlı bir şekilde toparlanmak için önemlidir.

PATE ve KRİSKA, aerobik dayanıklılık performansındaki bireysel değişikliklerin sebebini gösteren üç büyük faktörü içine alan bir modeli tanımladılar. Bu faktörler; maksimal oksijen alımı (VO2max), laktat eşiği (LT) ve koşu ekonomisidir. Bu model, aerobik antrenmanın dayanıklılık performansı üzerindeki etkilerinin kapsamlı incelenmesi için yararlı bir çerçeve olarak yardım edebilecektir. Aerobik uygunluğun maksimal (VO2max) ve submaksimal (laktat ya da ventilasyon eşiği) parametreleri, aerobik güç ve kapasitenin doğru ölçülmesini sağlamaktadır.

Aerobik kapasite (VO2max), futboldaki önemli bir performans göstericisidir ve bir bireyin maksimal oksijen alımı sayıları olan metabolik parametreyi ifade etmektedir. Maksimal oksijen alımı, aerobik güç ve metabolizmanın daha yaygın olarak kullanılan göstergelerinden birisidir. Çünkü VO2max bireylerdeki oksijen taşıma sisteminin işlevsel limitinin bir göstergesini sağlamaktadır. Futbolcular için aerobik uygunluğun ilişkisi, bir maç esnasında koşulan mesafe, takım seviyesi, müsabaka sırası ve aerobik güç arasındaki bir ilişkiyi gösteren çalışmalar tarafından da doğrulanmıştır. Maksimal oksijen alımındaki %11 artışın bir maç içindeki katedilen mesafeyi 1800 m artırdığı bildirilmiştir.
Aerobik bir dayanıklılık sporunda maksimal oksijen alımının başarıyı belirleyen en önemli faktör olduğu bildirilmiştir. Elit seviyedeki erkek futbolcuların VO2max değerlerinin 55-67 ml kg-1 min-1 arasında olduğu birçok araştırmada ortaya çıkmıştır. Futboldaki en yüksek seviyede müsabaka için oyuncuların VO2max değerlerinin 60 ml kg-1 min-1 daha yüksek olması gerektiği ileri sürülmektedir.

Bu değerler, diğer takım sporları için rapor edilen değerlere benzemektedir ama dayanıklılık sporlarını elit seviyede yapanların değerlerinden oldukça düşüktür. Dayanıklılık sporlarını elit seviyede yapanların değerlerinin 90 ml Kg-1 min-1 yakın olduğu yaygın olarak rapor edilmektedir. Ayrıca yapılan bir çalışmada futbolcuların, orta mesafe koşucuları, sprinterler ve pentatlon atletlerine göre %15 daha düşük maksimal oksijen alımı değerine sahip oldukları ama basketbolculara ve yürüyüşçülere göre ise %20 daha fazla maksimal oksijen alımı değerine sahip oldukları bildirilmiştir.

Maksimal oksijen alımı değerlerinin başarılı ve başarısız takımlar arasındaki ayrımın belirlenmesinde yararlı olabileceği ileri sürülmüştür. WİSLOFF ve arkadaşları, elit seviyedeki Norveç liginin en üst sırasındaki takım olan Rosenborg (67.6 ml kg-1 min -1) ve en alt sırada olan Strindheim (59.9 ml kg-1 min-1) arasındaki VO2max değerlerindeki açık bir farkın gösterilmesi ile aerobik gücün başarıyla ilişkisini desteklemişlerdir. Ayrıca APOR’un 1988 yılında yapmış olduğu çalışmada, Macaristan futbol ligindeki ilk dört takım sıralamasının takımların ortalama VO2max değeri arasındaki sıralamayı yansıttığını göstermektedir. Bulgulara göre, takım performansı ve VO2max arasında bir ilişkinin bulunduğunu anlaşılmaktadır. Elit seviyedeki futbolcuların maksimal oksijen alımı değerleri için literatürde rapor edilen verilerinin bazıları Tablo 1 içinde özetlenmiştir.

Tablo 1: Futbolcuların Maksimal Oksijen Alımı Üzerine Seçilmiş Veriler


FUTBOLCU GRUBU


FUTBOLCU SAYISI

VO2 MAX
Macaristan Elit Gençler
13
63. 2 ± 8. 1
İtalya Amatör
6
64. 1 ± 7. 2
Avustralya Ulusal Ligi
10
57. 6 ± 3.5
Portekiz Birinci Lig
19
59. 6 ± 7. 7
Norveç Birinci-Üçüncü Lig
13
62. 8 ± 4. 1
Norveç Birinci Lig
29
63. 7 ± 5. 0
Singapur Ulusal Takımı
23
58. 2 ± 3. 7
Suudi Ulusal Takımı
23
56. 8 ± 4. 8
İspanya Birinci Ligi
12
66. 4 ± 7. 6
U19 Elit Norveçli
9
64. 3 ± 3. 9
Tunus U19 Milli + Tunus 1. Ligi
34
61. 1 ± 4. 6
U17 Glasgow Celtic FC Oyuncusu
11
69. 8 ± 6. 6
U15 Norveç Milli Takımı
18
70. 7 ± 4. 3
U19 Genç Futbolcu
49
52. 3 ± 5. 4
Kanada 16 Yaş Altı
8
59. 0 ± 3. 2
Kanada 18 Yaş Altı
9
57. 7 ± 6. 8
16 Yaş Altı İngiltere Ulusal Takımı
64
59. 3 ± 3. 8
17 Yaş Altı Avustralya
23
55. 7 ± 4. 2
İngiltere 1. Lig
22
63. 3 ± 5. 77

Laktat eşiği, bazı sporlarda maksimal oksijen alımına göre aerobik performans dayanıklılığının daha iyi bir göstergesi olabilmektedir. LT, laktatın çıkarılıp ve üretilerek dengelendiği büyük kas grupları kullanılan dinamik çalışmadaki kalp hızı (HR) ya da oksijen alımı (VO2max) ve en yüksek çalışma yükünü tanımlamaktadır. Kuramsal olarak yüksek bir laktat eşiğinin anlamı, laktat birikimi olmaksızın bir hareketi ortalama yüksek bir yoğunlukta sürdürebilmedir. Çünkü laktatın birikmesinden dolayı, yüksek bir yoğunluğun büyük bir zaman bölümünde devam etmesi fizyolojik olarak imkansız olacaktır. Futbol maçları, laktat birikiminin olduğu yüksek yoğunluktaki aktivitelere ve periyotlara sahiptir. Bu yüzden oyuncular, kasların çalışmasından laktatı kaldırmak için düşük yoğunluktaki aktivite periyotlarına ihtiyaç duymaktadırlar. Çünkü anaerobik ya da alaktik enerji kaynaklarına muhtaç olan yüksek yoğunluktaki dönemler aerobik enerji kullanılarak yenilenmektedir. Bu durum, oyuncunun laktat eşiğinden daha düşük bir yoğunlukta önemli bir zaman harcaması için gereklidir.

Koşu ekonomisi, koşunun her metresindeki net oksijen değeri olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca koşu ekonomisi, verilen bir koşu şiddeti için oksijen tüketiminin hızı, tüketilen oksijenin şiddeti ve her katedilen mesafede ya da tüketilen oksijenin her şiddetinde koşulan mesafe olarak da ifade edilebilmektedir. Koşu ekonomisindeki %5 oranındaki bir gelişme ile maç esnasında katedilen mesafenin yaklaşık olarak 1000 metre artacağı bulunmuştur.

Yüksek seviyedeki bir aerobik uygunluğun bir oyuncuya, top ile yapılan hareket sayıları kadar yüksek yoğunlukta harcanan zaman ile bir maç içinde yapılan sprint sıklığı ve katedilen toplam mesafede büyük potansiyel gelişmeler sağladığı bildirilmiştir. Ayrıca yüksek bir aerobik uygunluk, futbol performansının ve antrenmanının türüne özgü yüksek yoğunluktaki aralıklı egzersiz sırasındaki toparlanmaya katkı sağlamaktadır. Futbolun fizyolojik istekleri farklı pozisyon rolleri ile değişmektedir. Bunun yanında futbolcuların aerobik kapasite profilini belirlemek için, tercih edilen oyun pozisyonu kadar kronolojik yaş, biyolojik olgunluk, antrenman yaşı, morfoloji ve antropometriyi içeren birçok farklı bağımsız faktörü göz önüne almak gerekmektedir.

Maçlar esnasında yapılan aktivitelerin analizine göre en üst seviyedeki bir futbolcunun maç esnasında 10-13,5 km mesafe katettiği bildirilmiştir. Buna ek olarak, yapay zaman hareketli analiz tekniklerini kullanan araştırıcılar, şampiyonlar ligi maçlarında oynayan oyuncular için 13,746 metre mesafeden daha yüksek bir ortalama öne sürmüşlerdir.

Oyuncular arasındaki mesafe farklılıkları yüksektir ve bu farklılık takım içindeki oyuncunun pozisyonuyla ilişkilidir. Oyuncuların oynadığı pozisyonun bir maçtaki toplam enerji tüketimi üzerinde bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Orta saha oyuncuları takım içindeki rolünden dolayı defans ve hücum oyuncusuna göre daha fazla koşmaktadır. Ayrıca elit seviyedeki defans ve forvet oyuncularının yaklaşık olarak aynı mesafeyi koştukları ama bu mesafenin orta saha oyuncuları tarafından koşulan mesafeden daha az olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle, orta saha oyuncularının takımdaki diğer oyunculara göre maç esnasında daha fazla mesafe koştukları ve en yüksek maksimal oksijen alımı değerlerine sahip oldukları anlaşılmaktadır.

Yüksek hızda koşulan mesafeler karşılaştırıldığında gruplar arasında mevcut farklılık görülmezken, orta saha oyuncuların, forvet ve defans oyuncularına göre daha düşük hızda koştukları ve buna ek olarak forvet oyuncularının en uzun süre boyunca ve en fazla maksimal sprint yaptıkları, Defans oyuncularının ise en az sayıda maksimal sprint yaptıkları bildirilmiştir. Farklı pozisyonlardaki oyuncular arasındaki karşılaştırmada, kaleciler ve hücum oyuncusuna göre orta saha ve defans oyuncularının daha iyi bir performansa sahip oldukları görülmektedir. Yüksek hızda koşulan mesafeler bir maçın sonundaki gibi başlangıcında da aynıdır.

Danimarka ligindeki oyuncular üzerindeki yapılan çalışmada, bir maçın ikinci yarısına göre ilk yarısında %5-9 oranında daha büyük bir mesafenin katedildiği bildirilmiştir. İngiltere Premier Ligindeki oyuncuların, Güney Amerikalı uluslararası oyunculara göre 1.5 km daha fazla koştukları bulunmuştur. Ayrıca yapılan çalışmalarda oyunun ilk yarısı ile karşılaştırılan maçın ikinci yarısında, laktat konsantrasyonlarında azalma, kan glukoz konsantrasyonlarında azalma, kalp hızında azalma, yüksek yoğunluktaki çalışmada azalma, daha düşük yoğunluktaki çalışmada artma ve katedilen mesafede bir azalma gösterilmiştir.

Hızlanma ve yavaşlamalar, yön değişiklikleri, farklı hareket örnekleri ve çeşitli teknik hareketlerin uygulanması enerjinin tükenmesine katkıda bulunmaktadır. Her maçta ortalama 1000-1500 arasında farklı hareket değişikliği meydana geldiği bildirilmiştir. Yapılan bir araştırmaya göre futbol maçında durma %19.5, yürüme %41.8, jog %16.7, koşu %16.8, sprint %1.4 ve diğer %3.7 olarak yer kapladığı bulunmuştur. Ayrıca bir futbol oyuncusunun bir maç içinde yaklaşık 9 kez kafa vuruşu yaptığı, ortalama 15.5 kez sıçradığı ve her biri 2-4 saniyede sonlanan yaklaşık her 90 saniyede bir sprint yaptığı bildirilmiştir. FA Premier Ligi futbolunda yapılan bir çalışmada bir maçta ortalama 19 sprint yapıldığı bulunmuştur.

Ortalama sprint mesafeleri kısa olmasına rağmen, oyuncuların sıklıkla orta hızlarda hareket ettiklerinde sprinte başladıkları ve oyun esnasındaki sprintlerin tamamının (%96) 30 metreden küçük ve çoğunluğunun ise 10 metreden büyük olduğu bildirilmiştir. Buna ek olarak uluslararası elit seviyedeki profesyonel oyuncuların, orta elit seviyedeki profesyonel oyunculara göre rekabete dayalı maçlar esnasında %35’den daha fazla sprint ve %25’den daha fazla yüksek yoğunlukta koşu yaptıklarını bulunmuştur.

Son 30 yıldır yürütülen maçın fiziksel performansını ölçen birçok çalışmada oyunun iş yükünün son 10-20 yıldır önemli ölçüde değiştiği görülmüştür. Aslında bir futbol maçında futbolcular tarafından katedilen toplam mesafe bu dönem içinde önemli ölçüde değişmezken, hızlı koşu ve sprintle katedilen mesafe de gözle görülür bir şekilde artış olduğu görülmektedir.


KAYNAKÇA
AL’HAZZAA, M. H. / ALMUZAİNİ, S. K. / AL-RAFAEE, A. S. / SULAİMAN, A. M. / DAFTERDAR, Y. M. / AL-GHAMEDI, A. / AL-KHURAIJI, N. K. : ‘’Aerobic and Anaerobic Power Characteristic of Saudi Elite Soccer Players’’, J. Sports Med. Phys Fitness, 2001; 41: 54 – 61.

AL-HAZZAA, M. Hazza / CHUKWUEMEKA, C. Andrew. : ‘’Echocardiographic Dimensions and Maximal Oxygen Uptake in Elite Soccer Players’’, Saudi Medical Journal 2001; Vol. 22 (4): 320 - 325.

BANGSBO, Jens. : ‘’The Physiology of Soccer With Special Reference To İntense İntermittent Exercise’’, Acta Physiol. Scand. Suppl, 1994,619: 1 - 156.

BLOOMFİELD, Jonathan / POLMAN, Remco / O’DONOGHUE, Peter. : ‘’Physical Demands of Different Positions in FA Premier League Soccer’’,Journal of Sports Science and Medicine (2007) 6, 63 - 70.

BRAVO, D. Ferrari / IMPELLİZERİ, M. Franco / RAMPİNİNİ, Ermanno / CASTAGNA, Carlo / BİSHOP, D. / WİSLOFF, Ulrik. :‘’Sprint vs. Interval Training in Football’’, Int. J. Sports Med. 10. 1055 / s- 2007 – 989371, 668 – 674.

CHAMARİ, K. / HACHANA, Y. / AHMED, B. Y. / GALY, O. / SGHAIIER, F./ CHATARD, C. J. / HUE, O. / WİSLOFF, U. : ‘’Field and Laboratory in Young Elite Soccer Players’’, Br. J. Sports Med. 2004; 38; 191 – 196.

CLARK, A. Niall / EDWARDS, M. Andrew / MORTON, R. Hugh / BUTTERLY, J. Ronald. : ‘’Season to Season Variations of Physiological Fitness Within a Squad of Professional Male Soccer Players’’, Journal of Sports Science and Medicine (2008) 7, 157 – 165.

DRUST, Barry / ATKİNSON, Greg / REİLLY, Thomas : ‘’Future Perspectives İn The Evaluation of The Physilogical of Soccer’’, Sports Med 2007; 37 (9): 783-805.

HELGERUD, Jan / ENGEN, C. Lars / WİSLOFF, Ulrik / HOFF, Jan. : ‘’Aerobik Endurance Training İmproves Soccer Performance’’, Medicine & Science in Sports & Exercise, vol. 33, no. 11, 2001, pp, 1925 – 1931.

HOFF, Jan / WİSLOFF, Ulrik / ENGEN, C. Lars / KEMİ, O. J. / HELGERUD Jan. : ‘’Soccer specific aerobic endurance training’’, Br. J. Sports Med. 2002; 36: 218 – 221.

HOFF, Jan. : ‘’Training and Testing Physical Capacities for Elite Soccer Players’’, Journal of Sports Sciences, June 2005; 23 (6): 573 – 582.

McMİLAN, K. / HELGERUD, J. / MACDONALD, R. / HOFF, J. : ‘’Physiological Adaptations to Soccer Specific Endurance Training in Professional Youth Soccer Players’’, Br. J. Sport Med. 2005; 39: 273 - 277.

REEVESS, S. L. / POH, B. K. / BROWN, M. / TİZZARD, N. H. / ISMAİL, M. N. : ‘’Anthropometric Measurements and Body Composition of English and Malaysian Footballers’’, Mal. J. Nutr 5: 79 – 86, 1999.

REILLY, T. / BANGSBO, J. / FRANKS, A. : ‘’Anthropometric and Physiological Predispositions for Elite Soccer’’, Journal of Sport Sciences, 2000, 18, 669 – 683.

SVENSSON, M. / DRUST, B. ‘’ Testing Soccer Players’’, Journal of Sports Sciences, Haziran 2005; 23 (6): 601 – 618.



Kaynak: futbolbilim


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder