Futbol; geniş bir oyun alanında çok
sayıda oyuncunun katılımı ile oyun kuralları gereği belirlenmiş bir alan
içinde sonucun kalelere atılan ya da yenilen gollerle belirlendiği, dünyada
en geniş çapta oynanan, oyuncuların teknik, taktik ve fiziksel yeteneklerini
geliştirmeye ihtiyaç duydukları yüksek yoğunluktaki bir fiziksel aktivitedir.
Futbol, dünyanın en popüler sporu olarak
bilinmektedir. Bu nedenle günümüzde yapılan spor dalları arasındaki futbol
çok önemli bir yere sahiptir. Milyonlarca kişi sporcu olarak, çok daha fazla
sayıdaki kişi de seyirci olarak futbol sporuna katılmaktadır. Oynayanlar ve
seyredenler ile birlikte çalıştıran ve yardımcı elemanları ile futbol oyunu
bir endüstri haline dönüşmüştür. Son zamanlarda futbol endüstrisi, çok yüksek
standarttaki oyuncular için profesyonel bir meslek olarak futbolun cazibesini
artırmıştır. Futbolcular yüksek standartlardaki rekabet için futbol oyununun
gerekliliklerine uyum sağlamalıdır.
Birçok profesyonel futbolcu için her yılın
8-10 aylık dönemi müsabaka sezonudur. Eğer oyuncular hem ulusal hem de
uluslararası turnuvalara katılan en üst ulusal kulüplerde mücadele
ediyorlarsa, her yıl ortalama olarak 60 maç oynayabilirler. Genellikle
oyunculara resmi maçların olmadığı 2-4 ay verilmektedir.
Futbolcuların başarıları ve
verimlilikleri birçok faktöre bağlıdır. Profesyonel bir futbolcunun ideal
olarak maç esnasındaki yüksek seviyedeki bir yoğunluğu devam ettirebilmesi
gerekmektedir. Futbol, birbirinden farklı olarak art arda düzensiz
aralıklarla yapılan hareketlerin sporcuların aerobik, anaerobik, kuvvet, güç,
koordinasyon, sürat gibi birçok özelliğini etkilemektedir. Bu yüzden teknik
ve taktik antrenmanların yanında aerobik güç, anaerobik güç, dayanıklılık,
sürat, vücut yağ oranı, esneklik, kondisyon ve beceri gibi kapasiteler
futbolcuların başarılarını etkileyen özellikler olarak bilinmektedir. Bu
kapasiteler aynı zamanda maç oyunları kullanılarak antrene edilirse, fiziksel
yük ve antrenman zamanının fazlasıyla etkili bir kullanımı olabilecektir.
Futbolcuların değişik yüksek hızlardaki
hareketleri yapma kapasitesi futbol maçı performansında önemli olduğu
bilinmektedir. Yüksek hızdaki hareketler sadece toplam koşulan mesafenin
%11’e katkıda bulunmasına rağmen, yüksek hızdaki hareketlerin gol atmak ve
topa sahip olmak için direk olarak katkıda bulunduğu ve maçın önemli
hareketlerini oluşturduğu bilinmektedir. Futbol müsabakaları esnasındaki
yüksek hızdaki hareketler; çeviklik, hızlanma ve maksimum hızı gerektiren
hareketler olarak gruplandırılabilir. Hızlanma, bir oyuncunun kısa bir zaman
miktarında maksimum hıza erişmesine izin veren hızdaki değişme oranıdır.
Maksimum hız, bir oyuncunun sprint yaptığı maksimal hızdır. Çeviklik ise
genel bir tanıma sahip değildir ama sıklıkla aniden durma, başlama ve yön
değiştirme için yetenek olarak kabul edilmektedir.
Günümüz futbol maçları daha hızlı ve
daha yüksek yoğunlukta oynanmaktadır. Bir sezon boyunca ki formu devam
ettirebilmek her takım için ana hedeftir. Ancak futbol oyunu birçok faktöre
bağlıdır. Bu nedenle fizyolojik, teknik ve taktik özelliklerin hepsi futbol
performansında çok önemli bir yere sahiptir. Ayrıca hızlanma, koşu hızı,
sıçrama yüksekliği ve enerji salınım kapasitesi gibi faktörler de futbolda
büyük önem taşımaktadır. Çünkü futbolda kısa sprintler, ani hızlanmalar ya da
yavaşlamalar, dönmeler, sıçramalar, tekme vuruşları, kafa vuruşları gibi
hareketler bulunmaktadır.
Futboldaki birçok hareket patlayıcı ve
şiddetlidir (sıçrama, tekme atma, dönme gibi). Bunun gibi hareketler
esnasındaki güç verimi, hareketlerin yapılmasında gerekli olan kassal kuvvet
ile ilişkilidir. Bu yüzden oyuncunun yüksek bir kassal kuvvete sahip olması
oyuncu için faydalı olacaktır. Antrenman yapmayan bireylere göre
futbolcuların daha yüksek bir kassal kuvvete sahip oldukları bildirilmiştir.
Ayrıca futbolcunun kassal kuvvetinin, takım içindeki pozisyonuyla da
ilişkilidir.
Futboldaki teknik ve taktik hareketler
oyuncuların fiziksel kapasitesine bağlıdır. Genel olarak futbolcuların
maksimal oksijen alımı değerleri iyi olarak görülmektedir ama aerobik güç iyi
olarak göze çarpmamaktadır. İyi bir aerobik güç bir futbolcu için zorunludur.
Fiziksel özellikler kadar fizyolojik özellikler de futbol performansında
önemlidir. Profesyonel futbol, oyuncu performansının gelişmesi kadar
oyuncular arasındaki ayrımın da üzerinde durmaktadır. Forvet, kaleci, defans
ve orta saha gibi değişik oyun pozisyonlarındaki futbolcular arasında
antropometrik ve VO2max ölçülerinin farklı olabileceği kabul edilmektedir.
Profesyonel maçlardaki oyun süresinin
%80-90 oranında orta ve düşük yoğunluktaki koşu ve yürümeyle harcanmasına
rağmen, bir maç esnasındaki toplam oynama zamanının yaklaşık olarak %10-20’si
yüksek yoğunlukta yapılan koşuyu oluşturmaktadır. Bir maçın %90’ından fazlası
aerobik metabolizmalar tarafından yapılmakta ve ortalama yoğunluk anaerobik
laktat eşiği çevresindedir (maksimal kalp hızının %80-90’ı). Yinede, tam
olarak harcanan gerçek zaman, oyuncuların hem egzersiz yukarısında hem de
aşağısındaki bu eşik gibi yoğunluk yaklaşık 20 dakikadır. Egzersiz
yoğunluğunu etkileyen en önemli faktörlerden birisi oyuncunun maksimal
oksijen alımıdır.
Rekabete dayalı futbol esnasındaki
yaygın metabolik yol aerobik enerji yoludur. Oyuncular, oyunun en yüksek
seviyelerindeki fizyolojik yüke dayanmak için aerobik kapasitelerini
geliştirmelidirler. Bunu başarmak için, oyuncunun orta yoğunlukta bile
aerobik enerji sistemi üzerine yüksek bir gereksinimi bulunmaktadır. Aslında
bir maç esnasındaki hareketlerin çoğu topsuz yapılan ve temel olarak aerobik
egzersizlerden oluşmasına rağmen, oyun içinde direk olarak yapılan
aktivitelerin büyük bir kısmı anaerobiktir. Gerçekten de anaerobik etkinlik,
oyunun en can alıcı hareketlerini oluşturmaktadır. Maç esnasındaki anaerobik
gereksinim de göz önüne alındığında, çok iyi bir şekilde geliştirilmiş
aerobik sistemin zorunluluğu yüksek yoğunluktaki anaerobik hareketlerin
tekrarlandığı dönemler arasında hızlı bir şekilde toparlanmak için önemlidir.
PATE ve KRİSKA, aerobik dayanıklılık
performansındaki bireysel değişikliklerin sebebini gösteren üç büyük faktörü
içine alan bir modeli tanımladılar. Bu faktörler; maksimal oksijen alımı
(VO2max), laktat eşiği (LT) ve koşu ekonomisidir. Bu model, aerobik
antrenmanın dayanıklılık performansı üzerindeki etkilerinin kapsamlı
incelenmesi için yararlı bir çerçeve olarak yardım edebilecektir. Aerobik
uygunluğun maksimal (VO2max) ve submaksimal (laktat ya da ventilasyon eşiği)
parametreleri, aerobik güç ve kapasitenin doğru ölçülmesini sağlamaktadır.
Aerobik kapasite (VO2max), futboldaki
önemli bir performans göstericisidir ve bir bireyin maksimal oksijen alımı
sayıları olan metabolik parametreyi ifade etmektedir. Maksimal oksijen alımı,
aerobik güç ve metabolizmanın daha yaygın olarak kullanılan göstergelerinden
birisidir. Çünkü VO2max bireylerdeki oksijen taşıma sisteminin işlevsel
limitinin bir göstergesini sağlamaktadır. Futbolcular için aerobik uygunluğun
ilişkisi, bir maç esnasında koşulan mesafe, takım seviyesi, müsabaka sırası
ve aerobik güç arasındaki bir ilişkiyi gösteren çalışmalar tarafından da
doğrulanmıştır. Maksimal oksijen alımındaki %11 artışın bir maç içindeki
katedilen mesafeyi 1800 m artırdığı bildirilmiştir.
Aerobik bir dayanıklılık sporunda
maksimal oksijen alımının başarıyı belirleyen en önemli faktör olduğu
bildirilmiştir. Elit seviyedeki erkek futbolcuların VO2max değerlerinin 55-67
ml kg-1 min-1 arasında olduğu birçok araştırmada ortaya çıkmıştır.
Futboldaki en yüksek seviyede müsabaka için oyuncuların VO2max değerlerinin
60 ml kg-1 min-1 daha yüksek olması gerektiği ileri sürülmektedir.
Bu değerler, diğer takım sporları için
rapor edilen değerlere benzemektedir ama dayanıklılık sporlarını elit
seviyede yapanların değerlerinden oldukça düşüktür. Dayanıklılık sporlarını
elit seviyede yapanların değerlerinin 90 ml Kg-1 min-1 yakın olduğu
yaygın olarak rapor edilmektedir. Ayrıca yapılan bir çalışmada futbolcuların,
orta mesafe koşucuları, sprinterler ve pentatlon atletlerine göre %15 daha
düşük maksimal oksijen alımı değerine sahip oldukları ama basketbolculara ve
yürüyüşçülere göre ise %20 daha fazla maksimal oksijen alımı değerine sahip
oldukları bildirilmiştir.
Maksimal oksijen alımı değerlerinin
başarılı ve başarısız takımlar arasındaki ayrımın belirlenmesinde yararlı
olabileceği ileri sürülmüştür. WİSLOFF ve arkadaşları, elit seviyedeki Norveç
liginin en üst sırasındaki takım olan Rosenborg (67.6 ml kg-1 min -1) ve
en alt sırada olan Strindheim (59.9 ml kg-1 min-1) arasındaki VO2max
değerlerindeki açık bir farkın gösterilmesi ile aerobik gücün başarıyla
ilişkisini desteklemişlerdir. Ayrıca APOR’un 1988 yılında yapmış olduğu
çalışmada, Macaristan futbol ligindeki ilk dört takım sıralamasının
takımların ortalama VO2max değeri arasındaki sıralamayı yansıttığını
göstermektedir. Bulgulara göre, takım performansı ve VO2max arasında bir
ilişkinin bulunduğunu anlaşılmaktadır. Elit seviyedeki futbolcuların maksimal
oksijen alımı değerleri için literatürde rapor edilen verilerinin bazıları
Tablo 1 içinde özetlenmiştir.
Tablo 1: Futbolcuların Maksimal
Oksijen Alımı Üzerine Seçilmiş Veriler
|
FUTBOLCU GRUBU
|
FUTBOLCU SAYISI
|
VO2 MAX
|
Macaristan Elit Gençler
|
13
|
63. 2 ± 8. 1
|
İtalya Amatör
|
6
|
64. 1 ± 7. 2
|
Avustralya Ulusal Ligi
|
10
|
57. 6 ± 3.5
|
Portekiz Birinci Lig
|
19
|
59. 6 ± 7. 7
|
Norveç Birinci-Üçüncü Lig
|
13
|
62. 8 ± 4. 1
|
Norveç Birinci Lig
|
29
|
63. 7 ± 5. 0
|
Singapur Ulusal Takımı
|
23
|
58. 2 ± 3. 7
|
Suudi Ulusal Takımı
|
23
|
56. 8 ± 4. 8
|
İspanya Birinci Ligi
|
12
|
66. 4 ± 7. 6
|
U19 Elit Norveçli
|
9
|
64. 3 ± 3. 9
|
Tunus U19 Milli + Tunus 1. Ligi
|
34
|
61. 1 ± 4. 6
|
U17 Glasgow Celtic FC Oyuncusu
|
11
|
69. 8 ± 6. 6
|
U15 Norveç Milli Takımı
|
18
|
70. 7 ± 4. 3
|
U19 Genç Futbolcu
|
49
|
52. 3 ± 5. 4
|
Kanada 16 Yaş Altı
|
8
|
59. 0 ± 3. 2
|
Kanada 18 Yaş Altı
|
9
|
57. 7 ± 6. 8
|
16 Yaş Altı İngiltere Ulusal Takımı
|
64
|
59. 3 ± 3. 8
|
17 Yaş Altı Avustralya
|
23
|
55. 7 ± 4. 2
|
İngiltere 1. Lig
|
22
|
63. 3 ± 5. 77
|
Laktat eşiği, bazı sporlarda maksimal
oksijen alımına göre aerobik performans dayanıklılığının daha iyi bir
göstergesi olabilmektedir. LT, laktatın çıkarılıp ve üretilerek dengelendiği
büyük kas grupları kullanılan dinamik çalışmadaki kalp hızı (HR) ya da
oksijen alımı (VO2max) ve en yüksek çalışma yükünü tanımlamaktadır. Kuramsal
olarak yüksek bir laktat eşiğinin anlamı, laktat birikimi olmaksızın bir
hareketi ortalama yüksek bir yoğunlukta sürdürebilmedir. Çünkü laktatın
birikmesinden dolayı, yüksek bir yoğunluğun büyük bir zaman bölümünde devam
etmesi fizyolojik olarak imkansız olacaktır. Futbol maçları, laktat
birikiminin olduğu yüksek yoğunluktaki aktivitelere ve periyotlara sahiptir.
Bu yüzden oyuncular, kasların çalışmasından laktatı kaldırmak için düşük
yoğunluktaki aktivite periyotlarına ihtiyaç duymaktadırlar. Çünkü anaerobik
ya da alaktik enerji kaynaklarına muhtaç olan yüksek yoğunluktaki dönemler
aerobik enerji kullanılarak yenilenmektedir. Bu durum, oyuncunun laktat
eşiğinden daha düşük bir yoğunlukta önemli bir zaman harcaması için
gereklidir.
Koşu ekonomisi, koşunun her metresindeki
net oksijen değeri olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca koşu ekonomisi, verilen
bir koşu şiddeti için oksijen tüketiminin hızı, tüketilen oksijenin şiddeti
ve her katedilen mesafede ya da tüketilen oksijenin her şiddetinde koşulan
mesafe olarak da ifade edilebilmektedir. Koşu ekonomisindeki %5 oranındaki
bir gelişme ile maç esnasında katedilen mesafenin yaklaşık olarak 1000 metre
artacağı bulunmuştur.
Yüksek seviyedeki bir aerobik uygunluğun
bir oyuncuya, top ile yapılan hareket sayıları kadar yüksek yoğunlukta
harcanan zaman ile bir maç içinde yapılan sprint sıklığı ve katedilen toplam
mesafede büyük potansiyel gelişmeler sağladığı bildirilmiştir. Ayrıca yüksek
bir aerobik uygunluk, futbol performansının ve antrenmanının türüne özgü
yüksek yoğunluktaki aralıklı egzersiz sırasındaki toparlanmaya katkı
sağlamaktadır. Futbolun fizyolojik istekleri farklı pozisyon rolleri ile
değişmektedir. Bunun yanında futbolcuların aerobik kapasite profilini
belirlemek için, tercih edilen oyun pozisyonu kadar kronolojik yaş, biyolojik
olgunluk, antrenman yaşı, morfoloji ve antropometriyi içeren birçok farklı
bağımsız faktörü göz önüne almak gerekmektedir.
Maçlar esnasında yapılan aktivitelerin
analizine göre en üst seviyedeki bir futbolcunun maç esnasında 10-13,5 km
mesafe katettiği bildirilmiştir. Buna ek olarak, yapay zaman hareketli
analiz tekniklerini kullanan araştırıcılar, şampiyonlar ligi maçlarında
oynayan oyuncular için 13,746 metre mesafeden daha yüksek bir ortalama öne
sürmüşlerdir.
Oyuncular arasındaki mesafe
farklılıkları yüksektir ve bu farklılık takım içindeki oyuncunun pozisyonuyla
ilişkilidir. Oyuncuların oynadığı pozisyonun bir maçtaki toplam enerji
tüketimi üzerinde bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Orta saha oyuncuları
takım içindeki rolünden dolayı defans ve hücum oyuncusuna göre daha fazla
koşmaktadır. Ayrıca elit seviyedeki defans ve forvet oyuncularının yaklaşık
olarak aynı mesafeyi koştukları ama bu mesafenin orta saha oyuncuları
tarafından koşulan mesafeden daha az olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle, orta
saha oyuncularının takımdaki diğer oyunculara göre maç esnasında daha fazla
mesafe koştukları ve en yüksek maksimal oksijen alımı değerlerine sahip
oldukları anlaşılmaktadır.
Yüksek hızda koşulan mesafeler
karşılaştırıldığında gruplar arasında mevcut farklılık görülmezken, orta saha
oyuncuların, forvet ve defans oyuncularına göre daha düşük hızda koştukları
ve buna ek olarak forvet oyuncularının en uzun süre boyunca ve en fazla
maksimal sprint yaptıkları, Defans oyuncularının ise en az sayıda maksimal
sprint yaptıkları bildirilmiştir. Farklı pozisyonlardaki oyuncular arasındaki
karşılaştırmada, kaleciler ve hücum oyuncusuna göre orta saha ve defans
oyuncularının daha iyi bir performansa sahip oldukları görülmektedir. Yüksek
hızda koşulan mesafeler bir maçın sonundaki gibi başlangıcında da aynıdır.
Danimarka ligindeki oyuncular üzerindeki
yapılan çalışmada, bir maçın ikinci yarısına göre ilk yarısında %5-9 oranında
daha büyük bir mesafenin katedildiği bildirilmiştir. İngiltere Premier
Ligindeki oyuncuların, Güney Amerikalı uluslararası oyunculara göre 1.5 km
daha fazla koştukları bulunmuştur. Ayrıca yapılan çalışmalarda oyunun ilk
yarısı ile karşılaştırılan maçın ikinci yarısında, laktat
konsantrasyonlarında azalma, kan glukoz konsantrasyonlarında azalma, kalp
hızında azalma, yüksek yoğunluktaki çalışmada azalma, daha düşük yoğunluktaki
çalışmada artma ve katedilen mesafede bir azalma gösterilmiştir.
Hızlanma ve yavaşlamalar, yön
değişiklikleri, farklı hareket örnekleri ve çeşitli teknik hareketlerin
uygulanması enerjinin tükenmesine katkıda bulunmaktadır. Her maçta ortalama
1000-1500 arasında farklı hareket değişikliği meydana geldiği bildirilmiştir.
Yapılan bir araştırmaya göre futbol maçında durma %19.5, yürüme %41.8, jog
%16.7, koşu %16.8, sprint %1.4 ve diğer %3.7 olarak yer kapladığı bulunmuştur.
Ayrıca bir futbol oyuncusunun bir maç içinde yaklaşık 9 kez kafa vuruşu
yaptığı, ortalama 15.5 kez sıçradığı ve her biri 2-4 saniyede sonlanan
yaklaşık her 90 saniyede bir sprint yaptığı bildirilmiştir. FA Premier Ligi
futbolunda yapılan bir çalışmada bir maçta ortalama 19 sprint yapıldığı
bulunmuştur.
Ortalama sprint mesafeleri kısa olmasına
rağmen, oyuncuların sıklıkla orta hızlarda hareket ettiklerinde sprinte
başladıkları ve oyun esnasındaki sprintlerin tamamının (%96) 30 metreden
küçük ve çoğunluğunun ise 10 metreden büyük olduğu bildirilmiştir. Buna ek
olarak uluslararası elit seviyedeki profesyonel oyuncuların, orta elit
seviyedeki profesyonel oyunculara göre rekabete dayalı maçlar esnasında
%35’den daha fazla sprint ve %25’den daha fazla yüksek yoğunlukta koşu
yaptıklarını bulunmuştur.
Son 30 yıldır yürütülen maçın fiziksel
performansını ölçen birçok çalışmada oyunun iş yükünün son 10-20 yıldır
önemli ölçüde değiştiği görülmüştür. Aslında bir futbol maçında futbolcular
tarafından katedilen toplam mesafe bu dönem içinde önemli ölçüde değişmezken,
hızlı koşu ve sprintle katedilen mesafe de gözle görülür bir şekilde artış
olduğu görülmektedir.
KAYNAKÇA
AL’HAZZAA, M. H. / ALMUZAİNİ, S. K. /
AL-RAFAEE, A. S. / SULAİMAN, A. M. / DAFTERDAR, Y. M. / AL-GHAMEDI, A. /
AL-KHURAIJI, N. K. : ‘’Aerobic and Anaerobic Power Characteristic of
Saudi Elite Soccer Players’’, J. Sports Med. Phys Fitness, 2001; 41: 54 –
61.
AL-HAZZAA, M. Hazza / CHUKWUEMEKA, C.
Andrew. : ‘’Echocardiographic Dimensions and Maximal Oxygen Uptake in
Elite Soccer Players’’, Saudi Medical Journal 2001; Vol. 22 (4): 320 -
325.
BANGSBO, Jens. : ‘’The
Physiology of Soccer With Special Reference To İntense İntermittent
Exercise’’, Acta Physiol. Scand. Suppl, 1994,619: 1 - 156.
BLOOMFİELD, Jonathan / POLMAN, Remco /
O’DONOGHUE, Peter. : ‘’Physical Demands of Different Positions in FA
Premier League Soccer’’,Journal of Sports Science and Medicine (2007) 6,
63 - 70.
BRAVO, D. Ferrari / IMPELLİZERİ, M.
Franco / RAMPİNİNİ, Ermanno / CASTAGNA, Carlo / BİSHOP, D. / WİSLOFF, Ulrik.
:‘’Sprint vs. Interval Training in Football’’, Int. J. Sports
Med. 10. 1055 / s- 2007 – 989371, 668 – 674.
CHAMARİ, K. / HACHANA, Y. / AHMED, B. Y.
/ GALY, O. / SGHAIIER, F./ CHATARD, C. J. / HUE, O. / WİSLOFF, U. : ‘’Field
and Laboratory in Young Elite Soccer Players’’, Br. J. Sports Med.
2004; 38; 191 – 196.
CLARK, A. Niall / EDWARDS, M. Andrew /
MORTON, R. Hugh / BUTTERLY, J. Ronald. : ‘’Season to Season
Variations of Physiological Fitness Within a Squad of Professional Male
Soccer Players’’, Journal of Sports Science and Medicine (2008) 7,
157 – 165.
DRUST, Barry / ATKİNSON, Greg / REİLLY,
Thomas : ‘’Future Perspectives İn The Evaluation of The Physilogical
of Soccer’’, Sports Med 2007; 37 (9): 783-805.
HELGERUD, Jan / ENGEN, C. Lars /
WİSLOFF, Ulrik / HOFF, Jan. : ‘’Aerobik Endurance Training İmproves
Soccer Performance’’, Medicine & Science in Sports &
Exercise, vol. 33, no. 11, 2001, pp, 1925 – 1931.
HOFF, Jan / WİSLOFF, Ulrik / ENGEN,
C. Lars / KEMİ, O. J. / HELGERUD Jan. : ‘’Soccer specific aerobic
endurance training’’, Br. J. Sports Med. 2002; 36: 218 – 221.
HOFF, Jan. : ‘’Training and
Testing Physical Capacities for Elite Soccer Players’’, Journal of
Sports Sciences, June 2005; 23 (6): 573 – 582.
McMİLAN, K. / HELGERUD, J. / MACDONALD,
R. / HOFF, J. : ‘’Physiological Adaptations to Soccer Specific
Endurance Training in Professional Youth Soccer Players’’, Br. J. Sport
Med. 2005; 39: 273 - 277.
REEVESS, S. L. / POH, B. K. / BROWN, M.
/ TİZZARD, N. H. / ISMAİL, M. N. : ‘’Anthropometric Measurements and
Body Composition of English and Malaysian Footballers’’, Mal. J. Nutr 5:
79 – 86, 1999.
REILLY, T. / BANGSBO, J. / FRANKS, A.
: ‘’Anthropometric and Physiological Predispositions for Elite
Soccer’’, Journal of Sport Sciences, 2000, 18, 669 – 683.
SVENSSON, M. / DRUST, B. ‘’
Testing Soccer Players’’, Journal of Sports Sciences, Haziran 2005; 23
(6): 601 – 618.
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder