13 Temmuz 2013 Cumartesi

Futbolun Aktiviteliği

Profesyonel futbol oyuncuları 90 dakikalık bir maç esnasında yaklaşık olarak 1350 hareket yapmakta ve her 4 – 6 saniye arasında aktivite örneği (yavaş koşudan sprinte, jogdan maksimal sıçramaya) değişmektedir. Danimarka liginde yapılan bir çalışmada yana ve geriye hareket, sprint, jog, yürüme gibi hareket aktiviteleri incelenmiştir. En son belirtilen değerlere göre bir maç esnasında durma % 19.5, yürüme % 41.8, jog % 16.7, koşu % 16.8, sprint % 1.4 ve diğer % 3.7 olarak belirtilmiştir. Ayrıca profesyonel futbolcular bir maç esnasında yaklaşık olarak 50 dönüş ve yaklaşık 9 kez kafa vuruşu yapmaktadır.

Profesyonel maçlardaki oyun süresinin % 70 - 80 gibi bir oranı düşük yoğunluktaki bir koşu ve yürümeyle harcanmasına rağmen, bir maç esnasındaki toplam oynama zamanının yaklaşık olarak % 8 – 18 oranı ise yüksek yoğunluktaki koşuyu oluşturmaktadır. Futbol maçının ikinci yarısı esnasında oyuncular daha fazla durmakta ve yürümektedir. Yapılan araştırmalarda yürüyerek katedilen mesafenin ilk yarı esnasında ortalama olarak 1929 metre oldu elde edilirken, ikinci yarıda ise bu mesafenin 1889 metreye düştüğü belirtilmiştir. Ayrıca maçın ilk yarısında jog ve koşuya daha fazla zaman harcanmaktadır. İlk yarıda katedilen jog mesafesinin ortalama olarak 2172 metre, koşu mesafesinin ise 879 metre olduğu, buna karşılık ikinci yarı esnasında katedilen jog mesafesinin 2052 metre, koşu mesafesinin ise 827 metre olduğu bildirilmiştir.



Futbolcuların değişik yüksek hızlardaki hareketleri yapabilme kapasitesi futbol maçı performansında önemli olduğu bilinmektedir. Yüksek hızdaki hareketler koşulan toplam mesafeye sadece % 11 katkıda bulunmasına rağmen, gol atmak ve topa sahip olmak için yüksek hızdaki koşular direk olarak katkıda bulunmakta ve maçın en önemli hareketlerini oluşturmaktadır. Futbol müsabakaları esnasındaki yüksek hızdaki hareketler çeviklik, maksimal hız ve hızlanmayı gerektiren hareketler içinde gruplandırılmaktadır. Hızlanma, bir oyuncunun kısa bir zaman miktarında maksimum hıza erişmesine sağlayan hızdaki değişme oranıdır. Maksimum hız, bir oyuncunun sprint yapabildiği maksimal hızdır. Çeviklik ise genel bir tanıma sahip değildir ama koordinasyon, denge, hız ve kuvvet konbinasyonunun bir sonucu olarak hızlı bir şekilde vücut yönünü değiştirme yeteneği olarak belirtilmektedir. Çeviklik performansı futboldaki fiziksel değerlendirmenin önemli bir unsurudur.

Hız, oyunun önemli sonuçlarını belirleyebilen hızlanma yeteneği olarak futboldaki önemli bir unsurdur. Oyuncular, oyunun fiziksel, teknik ve taktik isteklerini karşılamak için hızlanma yeteneğine sahip olmalılar. Bu nedenle futbol antrenörlerinde hız çok fazla istenmektedir. Yinede hız en üst seviyedeki bir oyuncunun önemli bir yeteneği olarak görülmektedir. ABRANTES ve arkadaşları (2004) tarafından yapılan çalışmada, Portekiz birinci ligindeki oyuncuların ikinci ligdeki oyunculara göre daha hızlı olduğu, buna karşılık birinci bölgesel ligdeki oyuncuların 14 ve 16 yaş altındaki oyuncular ile karşılaştırıldığında benzer hız performanslarına sahip olduklarını ama 12 yaş altındaki oyuncuların ise daha yavaş olduklarını bildirmişlerdir.

Sprint; yüksek yoğunlukta yapılan bir aktivite olarak düşünülmekte ve performansın en önemli kriterlerinden biri olarak göz önüne alınmaktadır. Bir futbol maçı esnasındaki toplam mesafenin yaklaşık olarak % 11 gibi bir oranını kapsamaktadır. Yapılan sprintlerin her biri 2 – 4 saniyede sonlanmakta ve sprintler her 90 saniyede meydana gelmektedir. Bir maç esnasında sprint yapma gerekliliği değişmektedir ve oyuncular mümkün olduğu kadar yüksek seviyede sprint yapma, dinlenme ve tekrar sprint yapmaya hazır olmalıdır. Profesyonel oyuncuların yarı profesyonel oyunculara göre daha yüksek hızdaki ve orta hızdaki sprintleri yapmaya eğilimli oldukları ve rekabete dayalı maçlar esnasında % 35’den daha fazla sprint yaptıkları elde edilmiştir. COMETTİ ve arkadaşlarının (2001) yapmış oldukları çalışmada, Fransa profesyonel ve amatör futbolcuların 30 metre sprint performanslarının benzer olduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca BALSOM (1994), İsveç Ulusal Takımının çim üzerinde yaptığı sprint zamanlarını kaydetmiş ve 2.32 – 2.38 saniye arasındaki sonuçları elde etmiştir.

BANGSBO ve arkadaşları, Danimarka elit seviyedeki oyuncuların maçın tamamında ortalama olarak 19 sprint sayısı yaptığını bildirmişlerdir. Benzer bir şekilde DRUST ve arkadaşlarının (2000) FA Premier Ligi futbolunda yapmış oldukları çalışmada da oyuncuların maçın genelinde ortalama 19 sprint yaptıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca maçın ikinci yarısı esnasında oyuncuların ilk yarıya göre % 5 daha az sprint yaptıkları bildirilmiştir.

Maç içindeki hareket analizi çalışmalarında oyun esnasındaki sprintlerin hemen hemen çoğunun (% 96) 30 metreden daha küçük ve bu sprintlerin büyük bir bölümünün ise 10 metreden daha küçük olduğu ileri sürülmüştür. En üst seviyedeki futbolcuların maksimal koşu hızları üzerine yapılan bir çalışmada, 28 oyuncuya ortalama olarak 38 sprint koşusu yaptırılmış ve bu sprint koşularının en uzun olanının 38 metre ve ortalama olarak ise 18 metre olduğu bildirilmiştir. Ayrıca en yüksek bireysel hızın 26 km / h olduğu, sprintlerin ortalama hızının ise 23 km / h olduğu belirtilmiştir. En üst seviyedeki oyuncularının sprint testlerinden elde edilen bilgilere göre en hızlı oyuncuların 10 ve 30 metre sprint testindeki ortalama hızı olarak 35 km / h gibi bir şiddete ulaştıkları bildirilmiştir.

Sprint yapıldığında oyuncular tarafından katedilen mesafe hem ilk yarı hem de ikinci yarının ilk 15 dakikalık periyoduna karşı son 15 dakikalık periyot içinde daha düşüktür. Ayrıca açık orta saha oyuncuları, bek oyuncuları ve hücum oyuncularının (söylenen sıraya göre 346, 287 ve 264 metre) sprint atıldığında merkezi orta saha oyuncuları (204 metre) ve stoper oyuncularına (152 metre) göre daha büyük bir mesafe katettikleri elde edilmiştir.

İkinci devre esnasındaki maksimal koşu hızları, ilk yarı esnasındaki maksimal koşu hızlarından farklı değildir. Maksimal koşu hızları ilk yarının son 15 dakikası esnasında daha düşüktür ama maçın ilk 15 dakikalık periyoduna karşı ikinci yarıda uzun değildir. Maçlar esnasında ulaşılan maksimal koşu hızlarının stoper oyunculara göre açık orta saha oyuncuları ve hücum oyuncuları için % 6 – 8 daha yüksek olduğu bildirilmiştir.

Maksimal koşu hızlarını oyun pozisyonlarına göre değerlendirdiğimiz zaman, açık orta saha oyuncuları, hücum oyuncuları ve bek oyuncularının, merkezi orta saha oyuncularına göre maçın ilk 15 dakikalık periyodu içinde daha yüksek bir maksimal koşu hızı yapmakları görülmektedir (açık orta saha oyuncuları; 7.98 m. s-1, hücum oyuncuları; 7.81 m. s-1, bek oyuncuları; 7.70 m. s-1, stoper oyuncuları 7.61 m. s-1). Bu durum maçın ilk yarısı (açık orta saha oyuncuları; 7.80 m. s-1, hücum oyuncuları; 7.57 m. s-1, bek oyuncuları; 7.81 m. s-1, stoper oyuncuları 7.33 m. s-1) ve ikinci yarısı (açık orta saha oyuncuları; 7.93 m. s-1, hücum oyuncuları; 7.77 m. s-1, bek oyuncuları; 7.62 m. s-1, stoper oyuncuları 7.32 m. s-1) içindeki son 15 dakikalık dönem için de aynıdır.


     Elit seviyedeki İngiltere Ligindeki stoper oyuncuları 1834 metre, bek oyuncuları 2605 metre, açık orta saha oyuncusu 3138 metre ve merkezi orta saha oyuncuları ise 2825 metre olarak yüksek yoğunluktaki koşu ile mesafe katederken, elit seviyedeki İspanya Ligindeki stoper oyuncuları 1869 metre, bek oyuncuları 2784 metre, açık orta saha oyuncusu 3171 metre ve merkezi orta saha oyuncuları ise 2991 metre mesafe katetmektedir. Fakat İngiltere Ligindeki hücum oyuncuları (2341 metre) İspanya Ligindeki hücum oyuncularına (2708 metre) göre daha az yüksek yoğunlukta koşu yaparak mesafe katetmişlerdir. İtalya Seri A Ligindeki oyuncular ise 2430 metrelik yüksek yoğunlukta koşu yaparak mesafe katetmişlerdir.


5 dakikalık bir dönem içinde yüksek yoğunluktaki koşuda katedilen en yüksek mesafe 231 metredir. Daha sonraki 5 dakikalık periyot içinde yüksek yoğunluktaki koşunun miktarı ise 126 metredir. Bu mesafe ise 5 dakikalık periyotların aşağısındaki bütün 5 dakikalık periyotlar esnasında katedilen ortalama mesafeye göre % 6 daha azdır. Fakat yüksek yoğunluktaki koşu miktarının DI SALVO ve arkadaşlarının (2007) İtalya Seri A Liginde, MOHR ve arkadaşlarının ise (2003) İspanya Primera Liginde yapmış oldukları çalışmalardaki sonuçlara benzer olduğu da görülmektedir.

Yüksek yoğunluktaki koşu içinde katedilen en yüksek mesafe her bir yarı içinde analiz edilmiş ve 5 dakikalık bir periyot içindeki yüksek yoğunluktaki koşunun ilk ve ikinci yarı için söylenen sıraya göre 213 ve 210 metre olduğu belirtilmiştir. Daha sonraki 5 dakikalık periyot içindeki yüksek yoğunluktaki koşunun miktarı ilk ve ikinci yarı için söylenen sıraya göre 126 ve 122 metredir. Bu mesafeler 5 dakikalık en yüksek periyot çıkarıldığında her bir yarı için bütün 5 dakikalık periyotlar esnasında katedilen ortalama yüksek yoğunluktaki koşuya göre % 7 ve % 6 daha azdır. Yüksek yoğunluktaki koşu içinde katedilen mesafe maçın ilk 15 dakikalık periyoduna göre ikinci yarının son 15 dakikası içinde % 21, ilk yarının son 15 dakikası içinde ise % 17 daha azdır.

MOHR ve arkadaşları (2003) tarafından yapılan çalışmada, yüksek yoğunluktaki koşu miktarının çok şiddetli dönemlerden sonra azaldığı (yorulmanın geçici bir şekli) ve maçın sonuna doğru ise belirgin bir şekilde azaldığını (yorulmanın kalıcı bir şekli) belirtmişlerdir. Ayrıca yüksek yoğunlukta olan koşudaki geçici ve kalıcı azalmaların bütün oyun pozisyonlarındaki oyuncularda meydana geldiği gösterilmiştir. Bu nedenle çok şiddetli dönemlerden sonra bir toparlanma gerekmektedir. Çok yüksek yoğunluktaki koşu dönemleri arasındaki ortalama toparlanma zamanı maçın süresine göre belirgin bir şekilde artmaktadır.

Çok yüksek yoğunluktaki koşu dönemleri arasındaki ortalama toparlanma zamanı 72 saniyedir. İkinci yarı esnasındaki toparlanma zamanları ise ilk yarı içindeki toparlanma zamanlarına göre % 15 daha uzundur ve maçın ilk 15 dakikasına göre son 15 dakikası esnasındaki toparlanma zamanları % 28 daha uzundur. Bundan başka oyuncuların toparlanma zamanı özellikle ilk 5 dakikalık periyot ile karşılaştırıldığında ikinci yarının son üç 5 dakikalık periyotlarında ve ilk yarının son beş 5 dakikalık periyotları içinde ve ikinci 5 dakikalık periyot için bulunan çok uzun toparlanma zamanları ile her bir devrenin süresi üzerine artmaktadır.

Çok şiddetli yapılan 5 dakikalık bir dönem içindeki yüksek yoğunluktaki koşu miktarı oyun pozisyonları arasında değişmesine rağmen, yüksek yoğunluktaki koşu miktarı daha sonraki 5 dakika içinde % 50 civarında azalmakta ve ulaşılan değerler maç ortalamasına göre % 6 – 8 daha düşük olmaktadır. Bu durum oyuncunun fiziksel kapasitesi ile ilişkili olmaktadır. Çok şiddetli yapılan 5 dakikalık dönemden sonra yüksek yoğunluktaki koşunun oyun pozisyonlarına göre azalmasına baktığımızda ise bek oyuncuları 243 metre (% 44), açık orta saha oyuncuları 282 metre (% 43), merkezi orta saha oyuncuları 251 metre (% 45), stoper oyuncuları 182 metre (% 47) ve hücum oyuncuları için 216 metredir (% 48).

Yüksek seviyede oynayan futbolcuların, daha düşük bir seviyede oynayan futbolculara göre daha yüksek bir dikey sıçramaya sahip oldukları belirtilmiştir. Buna ek olarak ARNASON ve arkadaşlarının (2004) İrlanda 1. Lig ve elit ligindeki 17 futbol takımı üzerinde yapmış oldukları araştırmada sıçrama yüksekliği ve takım başarısı arasında anlamlı bir ilişki elde etmişlerdir. BANGSBO (1994a) ve REILLY (2003) tarafından yapılan çalışmalardaki bulgulara göre, defans oyuncuları önemli ölçüde daha fazla geriye sıçrama yaptıkları elde edilmiştir. Yinede dikey olarak sıçrama yeteneğinin orta saha oyuncuları için önemli olduğu görülmektedir.

Normal olarak forvet oyuncuları daha fazla şut ve çalım yapmaktadır. Orta saha oyuncuları ise defans oyuncularına göre daha fazla rakipten top çalmakta ve dripling yapmaktadır. Ayrıca orta saha oyuncuları yüksek seviyelerde topa sahip olma hareketleri ve düşük seviyede shuffling hareketleri yapmaktadırlar. Buna karşılık forvet oyuncularının ise yüksek bir seviyede topa sahip olma hareketleri ve benzer miktarlarda sprint yaptıkları ama orta saha oyuncularına göre önemli ölçüde daha yüksek shuffling hareketi yaptıkları elde edilmiştir. Defans oyuncuları ise fazla miktarda jog, sıçrama ve shuffling hareketleri yapmakta ve diğer pozisyonlarda oynayan oyunculara göre önemli ölçüde daha az sprint ve koşu zamanı harcamaktadırlar. Defans ve forvet oyuncuları maç içinde daha çok yere düşmektedir. Hareket edilen yön bölümleri içinde orta saha oyuncuların direk olarak daha fazla ileriye hareket yaptıkları bulunmuştur. Defans oyuncuları ise daha fazla miktarda yana ve geriye hareketler yapmaktadır.

Çapraz ve kavisli hareketlerin büyüklüğü, defans oyuncularından daha fazla yapan orta saha ve hücum oyuncuları ile ileriye doğru yapılmaktadır. Çünkü bir takım arkadaşından pas almak için pozisyon içinde olan ve bir rakipten kurtulmak ya da boşluk yaratmak veya manevra yapmak için yönler önemlidir. Bu bağlamda dönmelerin büyük sıklığı, 0 derece ve 90 derece arasındaki çoğunluk ile yaklaşık olarak her maçta 700 kez defans oyuncuları, 500 kez orta saha oyuncuları ve 600 kez ise forvet oyuncuları tarafından yapılmaktadır. Yinede orta saha ve hücum oyuncuları 270 derece ve 360 derecelik dönmeleri daha fazla yapmaktadır. 90 derece ve 180 derecelik dönmelerin miktarı, maç içinde bütün pozisyonlar için yaklaşık olarak 90 ve 100 arasında yapılarak oldukça eşit dağılmaktadır.

Son olarak en fazla pas sıklığı orta saha oyuncuları tarafından yapılmaktadır. Oyuncular çoğunlukla pasları almak için ayaklarını kullanmakta ama yinede forvet oyuncuları pasları almak için diğer oyunculara göre daha fazla göğüs ve uyluğunu kullanmaktadır. Oyuncular bütün pozisyonlarda sol ayaklarına göre sağ ayakları ile iki kat daha fazla pas almaktadır. Bunun nedeni birçok oyuncunun sağ ayagının baskın olmasıyla ilişkili olabilirmektedir. Sağ ayaklı futbolcuların sol ayaklı futbolculara göre daha fazla profesyonel futbolda olduklarını göstermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder