29 Temmuz 2013 Pazartesi

TAKIM SEVK VE İDARESİ


    " Seep PİONTEK " (Danimarka ve Türkiye Eski Futbol Milli Takım Teknik Direktörü)






Takımın Sevk ve idaresinde öncelikle yapılması gerekenlerin başlıcalarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz; Takım kaptanının antrenörün sağ kolu gibi kullanabileceği bir oyuncu olarak seçilmesi. Bu oyuncunun yönetim ve seyirciden de belirli bir ölçüde de olsa kabul görmesi.

Antrenör kulüp ile futbolcular arsında bir köprü durumunda olduğundan, ne kulüp tarafını ne de Futbolcu tarafını tutmamalı, Takımın yararına olanak davranış ve tutum içersinde tarafsız olmalıdır.
Oyuncuların satılmasına Antrenörün görüşü alınarak karar verilmelidir.
Alt yapı ile yakından ilgilenerek, takıma genç oyuncular kazandırmalıdır.

Antrenörler yönetim karakterlerine göre 3'e ayrılır;
Otoriter : Kısa zamanda başarı gelir, fakat devamlı olması zordur.
Demokratik : Uzun zamanda başarı gelir, devamlılığı vardır.
Bahaneci : Durumu idare etmek, günlük olayları malzeme ederek yönetmeye çalışma şeklidir. Geçerliliği ve bilimselliği yoktur. Bununla birlikte bir antrenör çalışma süresi içersinde zaman zaman özellikle ilk iki yönetim tarzından diğerine geçiş yaparak, takımına daha yararlı olabilir.


MAÇ Öncesi :

- Maçın Önemi, Hava ve saha şartlarının değerlendirilmesi
- Sakat ve cezalılara göre ilk (11)in belirlenmesi
- Rakip takımın klasmandaki durumu, iddiası ve teknik özelliklerinin tespiti
- Malzeme, ilk yardım, masaj imkanı vb. hazırlıkların tamamlanması
- Oyun planının, bireysel taktiklerin ve psikolojik durumun hazır olması

DEVRE ARASI :

- Soyunma odasının havalandırılması,  aydınlatılması,düzenli olması vb.
- İlk 5 Dk sakin bir şekilde dinlenerek geçirmek, yaralı ve sakatlara ilk müdahaleyi yapmak.
- İkinci yarıda oynayamayacak kadar sakatlığı veya mazereti olanın olup olmadığını sormak.
- Değiştirilecek oyuncu varsa gereken değişikliği ve görevi hatırlatmak,
- Rakip hakkında kısaca tahlil yaparak gerekli önlemleri söylemek.
-  İkinci yarıdaki oyun düzenimizi ve ferdi taktikleri çok kısa hatırlatmak,
-  Skorun durumuna göre uygun psikolojik uyarıları yapmak

MAÇ  SONRASI  :

Bir maçın sonrası ondan sonraki maçın hazırlığının başladığı an olduğu
hiç unutulmamalıdır. Maçın neticesine göre oluşan duygularını Antrenör oyunculara belli etmelidir. Fakat bunu yaparken aşırıya kaçmamalıdır. Bu espriden hareketle;

Antrenör sinirlerini yatıştırmak amacı ile (Mağlubiyette) ileri geri bağırıp çağırmamalı veya iletişimi keserek düşman davranışlar içine girmemelidir. Galibiyet halinde ise, yine ayni şekilde başarı fazla büyütülmemeli fakat başarılı oldukları belirtilmelidir.

Onurlu, Haysiyetli davranmalıyız. Kaybedilen bir maçtan sonra bile bu maç içersin¬deki olumlu taraflar ön plana çıkarılarak moral takviyesi yapılmalıdır. Sakat oyuncuların tespiti yapılarak derhal tedaviye başlanması sağlanmalıdır. Çünkü, yukarıda da söz edildiği üzere önümüzdeki maçın hazırlığı başlamış bulunmak¬tadır.

İKİ MAÇ ARASI :

Bir maç öncesi yapılması gerekenleri eksiksiz yapma gayretimin yanında , bir önceki maçtaki iyi taraflarımı daha üst düzeye çıkarma çalışmalarına çok önem vererek çalışmalarımı planlarım.

" MAÇ KONUŞMASI "    :    
- Önce motivasyonu sağlayıcı konuşma yapılır.
- Sonra rakip takım hakkında bilgi verildikten sonra,sırasıyla ;
- Oynayacağımız oyun şekli ve görevler anlatılır,
Ofansif mi , Defansif mi
Sahaya dizilişin şekli
Oyun temposu
Bireysel görevler (Libero, Orta saha, Santrafor vb.)
Olumlu yönleri ve olumsuz yönleri uygun şekilde hatırlatılır
Duran toplardaki görevler, Baraj Kaptanı belirlenir
Hakem hakkında gereken söylenir (fazla bahsedilmemelidir)
Rakip oyuncularla ilişkilere özen göstermeleri,seyirci vb,
- En son olarak gurur ve Şerefle ilgili konuşularak gereken mesuliyeti taşıma bilinci oluşturulur.







“ Eric RUTEMÖLLER “




Takım sevk ve idaresinde önem arzeden (5) faktörün neler olduğunu görelim.
1. ANTRENÖRÜN KİŞİLİĞİ
2. TAKIM  OYUNCU ELEŞTİRME
3. YEDEK OYUNCU SORUNU
4. GENÇ OYUNCULARA YAKLAŞİM
5. ANTRENÖRÜN İDARECİLERLE DİYALOĞU

1) Antrenörün Kişiliği :

Bir insan kişiliği ile Ant. kişiliği arasında herhangi bir bir ayırım yapılabilirini? Her Ant. kendine özgü bir kişiliği vardır. Futbolcular dâima Ant.ni izlerler ve kontrol ederler, bilgisini ölçerler, davranışlarını takip ederler.  Ant.ün futbolcuları hakkındaki fikirleri kadar ,Futbolcuların Ant.i hakkındaki fikirleride son derece önemlidir. Antrenör rolünü kusursuz oynamalıdır. İşinin kompedanı olmalıdır. En önemlileri;
Antrenörün dürüst olması ve Futbol bilgisine geniş ölçüde sahip olması, gelişmeleri yakından takip etmesidir. Tüm Futbol konularına vakıf olmasının yanında daima ken¬dini yenilemelidir. Antrenör Futbol ile ilgili hata yapmamalıdır.

Antrenör PEDAGOG olmalıdır ; Antrenörün pedagog olması gerekliliği yalnızca alt yapı çalışmaları için değil, en üst düzey yarışmacı antrenörler için de son derce önemlidir.

Antrenör PSİKOLOG olmalıdır ; Psikoloji hakkında bilgi sahibi olması gereklidir. Bir Futbol takımının 20-26 kişilik bir kadrodan oluştuğunu düşünürsek bunların sevk ve idaresinde İnsan Psikolojisinden anlamanın önemi kendiliğinden ortaya çıkar. Antrenör için en zor görevlerden biridir. Bu bilginin ışığında yedek oyuncu sorunlarını çözebilmesi gerekir. (ör: İsabetli şut atamıyor, Bazı oyuncular bir arada oynamak istemiyor, vb.)
Antrenör’ün ÖNDER , LİDER , ÖRNEK olması gerekir; Bir Antrenör bu vasıflara haiz bir kişiliğe sahip olmalıdır. Yaşamı mütevazi,temiz olmalı, dakik olmalı, içkici ve kötü alışkanlıklara sahip olmamalıdır. Kısacası, Futbolcularından istediği vasıflara sahip 'örnek kişi' olmalıdır.
Bunların dışında; " BABA " imajında olması, futbolcuların dertlerini dinlemesi, sorunlarına çare bulması ve en önemlisi Futbolcuların sıkıntılı bir zamanında başvuracağı güvenilir bir kişi durumunda olması gerekir. Bu vasıflara sahip olunduğu ölçüde o takımın performansı olumlu yönde gelişir.

2) Takım ve Oyuncu Eleştirme ;

Takımı eleştirirken PSİKOLOJİ ve PEDAGOJİ devreye girer. Üçüncü kişilere karşı kendi oyuncuları Hk.da kötü eleştiri yapmamalıdır. Eleştiriler olumluya götürmeli, yapıcı olmalıdır. Hiç bir zaman yıkıcı olmamalıdır. Bu tenkit içersinde sonraki maç için yarar sağlayacak uyarı ve ikazlar olmalıdır. Eskinin yargılanması şeklinde olmamalıdır. Eleştiriler önce içerde Futbolculara yapılmalı sonra üçüncü kişilere, basına yapılmalıdır. Burada amaç hata ve yanlışı kafasına vurmak değil, doğrulara gidecek çözümü bulmaktır. Belirli bir ölçü içersinde kalarak duygularıda belirterek (ör: Kızarak) eleşti¬ride bulunabilir, Fakat bu soyunma odası dışına taşmamalıdır.

Demeçlerin duygusal olmaması, eleştirilerin gerçekçi olması lazımdır. Antrenör ,Futbolcuların kendine kümelerini önlemesini bilmelidir. Bu durumda Futbolcuların kişi¬liği önem arzeder. Tenkitlerin takım içersinde kalması, samimi olması ve ileriye dönük yarar sağlayacak şekilde olması lazımdır. Antrenör için en önemli görev  takımın yenik olduğu durumlarda ortaya çıkar. Problem lerin bu şartlar altında çözümlenmesi gerekmektedir. Bir sonraki hafta maça çıkmadan önce tüm problemlerin çözülmüş olması Antrenörün görevidir. Eleştiriler takım mağlup olduğunda ortaya çıkar. Genellikle netice Baz alınır. Bu durumda en önemlisi, Futbolcuların o başarısızlığı hazmedip bir sonraki Maç için yapılması gerekenleri eksiksiz yapmalarıdır. Bu durumlarda Futbolcu ile karşılıklı teke tek görüşme yarar sağlayabilir. Bazen kilit oyuncularla veya kaptanla karşılıklı konuşmalarda olumlu sonuç verebilir.

3) Yedek Oyuncular :

20 kişilik kadroda 4-5 oyuncu yedek soyunur, 4-5 oyuncuda tribünde oturur. İlk 11 in, yedeklerin ve tribüne çıkacakların belirlenmesi oldukça problemli bir iştir.0ldukça Komplike bir durumla karşı karşıyayızdır. Bu tespiti mutlaka Antrenör yapmalıdır. Teknik yöneticelerle konuşabilir, istişare edebilir ,fakat kararı mutlaka Antrenör vermelidir. İlk 11 e giremeyen bir futbolcunun belli bir  oranda kırılması, üzülmesi son de¬rece normaldir. Hatta aksi anormaldir. Antrenör Futbolcusuna kadroya girememe sebebini açıklıyabilmelidir. Fakat hiç bir zaman uzun tartışmalara girmemelidir. Kısa ve öz olarak nedeni açıklayabilir. Kesin olarak son söz Antrenöründür. Yedek oyuncuların her an takıma girebilecek şansı yakalayabileceklerini gündemde tutmak ve çalışmalarında yılgınlığa sebep ol¬mayacak tutum ve davranış içinde olmalıdır. 0 andaki asil oyuncularla rekabete gi¬recek azim ve hırsını kaybettirmemelidir. Çalışmalar sırasında yedek oyunculara bazı görev ve sorumluluklar vererek çalışma temposunun düşmesini önleyip, takıma kazandırmasını bilmelidir. Onların takım için önemli olduklarının ve kendilerine değer verildiğinin hissettirilme yolları ihmal edilmemelidir.

4) Genç oyuncuların takıma monte edilmesi :

Bunun belirlenmiş bir reçetesi yoktur. İçinde bulunulan durum değerlendirilerek karar alınıp, çözüm yolları bulunur. Uygulama da tabiki şartlara göre belirlenir. Takım olarak fazla yaşlı oranına düşmeden, gençlerin yavaş yavaş takıma montesi düşünülmelidir. Burada Antrenöre büyük ve önemli bir görev düşmektedir ve çok duyar lı olmalıdır. Yetenekli genci görüp tespit ettikten sonra değerlendireceği zamanı, uygun ortamı iyi seçmelidir. Takımın yaşlanmış olması bir sorun haline gelmiş olabilir,fakat aniden gençleştirme Takımın aleyhine ciddi sorunlar yaratabilir. Yaşlı ile genç  değişiminin zamanlamasını çok iyi yapmak gerekir. Kapsamlı düşün¬meden, sadece 'yaşlıyı çıkar genci al' şekli yanlış bir uygulamadır. Bu işlem ihtiyaç olarak yapılmalı, yavaş yavaş, soka çıkara, alıştıra alıştıra, belirli bir zamana yayarak yapılmalıdır.

Burada dikkat edilmesi gereken önemli konu şudur ; Genç'in kuvvetli yönlerinin gelişimini etap etap izleyip, takıma fayda sağlayıp sağlayamıyacağının irdelenmesi ve bunları devamlı takip ederek gözlem altında tutmaktır. Buda sadece kendi takımımızdaki gençlerle sınırlı kalmamalı, çevredeki yetenekli diğer gençleri de izleyip kulübe kazandırmaya çalışılmalıdır. Genç futbolcularda bunun bilincinde olmalı, kendilerinin izlendiğini bilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder